Dört hayvâna râðýbtýr, cemiyette her bânû
Karþýsýna çýksa da, havftan titremez zânû
Dolabýnda asýlý, gerçek pȏst-i leopar
Evin önünde duran, seyyâre-i jaguar
Timsâh derisi çanta, ister zenân-i zîrek
Ve bunlarý alacak, çok zengin bir eþþek
Kadýn daha ziyâde, tamahkârdýr erkekten
Bir maddiyat lazýmdýr, aþký için yürekten
Aþkta, para ve pûldur, dâima þart-ý pîþe
Her defasýnda kadýn, kanar altýn mengûþe
Takýlar takýp gider, düðüne ve cünbüþe
Cemâlini medhetmek, getirir onu cûþe
Sîretinden daha çok, sûrete ister medîh
Ona çirkinsin demek, âdetâ küllen kerîh
Kadýn, cemâl sýfatýn, yekta tecelliðâhý
Temâþa eden yoktur onda Cemâlullahý
O ne kibir ve gurur! mankenin havasýnda
Bedenle ,,ben ilâhým’’demenin davasýnda
Kese kâðýdý gibi, buruþtuðunda çehren
Nazarlarda tiksinti, olur yegâne behren
Meskenin olduðunda, pek tenhâ bir hiyâbân
Seni beðenmez birgün, tahkir ettiðin çobân
Cemâl sana ihsândýr, ey cânân-ý hȏdfurûþ
O ihsâna þükrünse neden böyle beþ kuruþ?
Ey âþýk kurma aþký, sûrî, fânî cemâle
Aþkýnda eremezsin yoksa rûhî kemâle
Soner Çaðatay 6. Ksým. 2010 / Wuppertal
Kelimeler:
bânû: kadýn (Türkçe’deki Banu kadýn isminin manas budur)
zânû: diz
havf: korku
seyyâre-i jaguar: jaguar arabasý
pȏst-i leopar: leopar kürkü
zenân-i zîrek: akýllý kadýnlar (zîrek, akýllý. Türkçe’deki zeyrek burdan gelir; zenân, zen kelimesinin (kadýn) çoðuludur. Þarkýcý Zen denen þatrkýcý kadýnýn anlamý burdan gelir)
þart-ý pîþe: önþart (derpîþ etmek deki, der kelimesi, içinde, -de, -da anlamýndadýr; pîþ / pîþe de ön manasýndadýr)
mengûþe: küpe
cûþe: coþmak (Coþmak kelimesi bu kelimeden gelir)
hȏdfurûþ: bencil, gösteriþ düþkünü, fahiþe
behre: Nasib, pay
baðbân: bahçývan
hiyâbân: Sokak, cadde (yani sokaða düþen bir kötü kadýn nolduðunda)
cünbüþ: Asýl þekli Farsça’da conbiþtir. Manasý kýmýldamak ve hareket etmektir. Ayný zamanda yer sarsýntýsýna da denir.