Melûn þehvet kirletti, aþkýn pâk namusunu
Düþen bir damla nutfe, örttü zîrek nusunu
Cânânlar âþýk olmuþ, fânî yâl u bâline
Didârlar ayna olmuþ, cânanýn cemâline
Âþýklar aþk sanýyor, her hiss-i tenâsülü
Eþk-i çeþmin yerine, nutfeyle sular gülü
Þehvet bataklýðýnda, hiç açar mý aþk gülü?
Neyzârda hiç gördün mü, öten âþýk bülbülü?
Cânda peyker-i cânân, sanki hübel sanemi
Afrodit kabul etmiþ, sûrî hüsn-i Sinem’i
Býrak ol Hüsniye’yi, rûhî hüsne ol âþýk
Rûhî hüsnün sahibi,Yusuf misâli raþýk
Dâmend-i cânâna da belden nutfe bulaþýk
Tathîr-i dâmend için, akan eþki bir kaþýk
Soner Çaðatay 31 EKÝM 2010 / Wuppertal
Kelimeler
Melûn: Lanetli
Nutfe: Sperm, Meni
Zîrek: Akýllý, zeki
Nus: Akýl
Yâl u bâl: Güzel boy pos
Didâr: Gözler
Cânan: Sevgili
Cemâl: Güzellik
Hiss-i tenâsül: Üreme duygusu
Eþk-i çeþm: Gözyaþý
Neyzâr: Sazlýk, bataklýk
Peyker-i cânân: Sevgilinin bedeni
Hübel sanemi: Hübel putu (Eskiden Cahiliye devrinden müþriklerin taptýðý bir put)
Afrodit: Eski Yunanda güzellik tanrýçasý
Sûrî: Dýþ görünüþe ait
Hüsn-ü Sinem: Sinem adlý herhangi bir kýzýn güzelliði (Genel olarak kadýnlar)
Hüsniye: Burda bir bayan adý (Manasý güzellik)
Raþýk: Yakýþýklý, güzel
Dâmend-i cânân: Sevgilinin eteði
Tathîr-i dâmend: Eteði temizlemek
Eþk: Gözyaþý