geliþi güzel hayatýmýn en derin koyularýnda kaybettim çocuk ayaklarýmý
kirletilen duygularýmýn esareti sarmalýyor gençliðimi
solgun tenimde kýrk yýlýn sancýlarý asýldý griden siyaha
koþuþturan saniyelerin girdabýnda hapis yattý kimsesizliðim
yetim kalabalýklarýn en serin mavisine sýðýndý
hiç birþey umrunda deðildi çocuk bakan gözlerinde
her baktýðý göz kara
her baktýðý kýrmýzý gri
seferi giden günlerinde konaklama yoksulluðunda kalakaldý
diken üstünde geçen ömrü paramparça sýðýndý topraðýna
elleri balçýk çamur elleri kelepçe
çalýþmýyor artýk saat gibi bedeni
yaþlý bir elin dokunulmazlýðý gülüþlerinde gamze
her baktýðý kör
her baktýðý uçsuz bucaksýz çöl
sarmaþýk güller ekmiþti topraðýn renk tonlarýna
büyümedi yapraklarýnda derin sarý
yeþile hasret kaldý yýllarýn yorgunluðu
dizleri çöktü önce ellerindeki gücü tükendi
bitti takati söndü umuduna doðru doðan güneþi
her baktýðý görünmezlik
her baktýðý suskun
susamýþ bir aðacýn topraða hasreti yapýþýr ellerine,
toprak kokan teni kavuþur bir gün nasýlsa geçmiþindeki göçenlerine...
n.altýn 28/10/2010