ODUN
Saçý sakalý aðarmýþtý ihtiyarýn,
Beli de hafiften kambur,
Elinde asasý,
Dilinde duasý,
Kendince yürüyordu yolda,
Hiçbir araç yoktu,
Ne saðda, ne de solda.
Sessizliði bir motor cayýrtýsý bozdu,
Üstünde yeni yetme bir genç,
Aðzýnda da yana yatmýþ bir sigara,
Ýhtiyarýn kulaðýný deldi,
Gencin attýðý nara.
Ýçinden edepsizliðini geçirirken,
Dili isyan etti bu rezalete,
Daha fazla susamadý,
“Niye baðýrýyorsun oðlum” demesiyle,
Gencin ani dönüþü uzamadý…
“Ne diyosun moruk”sözü çok aðýrdý,
Ýnsan görüntülü hayvan,
Bununla yetinmeyip baðýrdý…
“Sana mý soracaktýk ne yapacaðýmýzý,
Bize cebimizden çýkartma nacaðýmýzý,”
Ýhtiyar dilinin baþýna açtýðý iþle þaþkýn,
Durdu þöyle bir baktý iki yana,
Kimsecikler yoktu,
Kaldýrdýðý gibi asayý,
Ýndirdi kafasýna,
Artýk çocuk ne anlatýrsa anlatsýn,
Onu böyle yetiþtiren babasýna…
Baþýndan akan kanla meþgul olurken,
Edepsizin teki,
Yavaþ yavaþ yürümeye devam etti,
Arkasýna dönüp bakýnca yerde oturan çocuða,
Anladý ki bu iþ bitti.
Nasihatýn kar etmediði yerlerde,
Çözecek bir nesne vardýr elbet sorunu,
Keþke olmasa bunlar ,
Ama gel gör ki hiç bitmez,
Hem kafasý kýrýlacak,
Hem de kafayý kýracak odunlar…
Antakya /Hatay
16/10/2010
Sosyal Medyada Paylaşın:
Mehmet Ali Türkan Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.