Sütliman hislerimizin Gökçeada sefasýnda,
Engine yelken açarak felekten bir gece çaldýk;
Sahilden uzak sularýn ebru düþler aynasýnda,
Açýk denizin doyumsuz esinlerinden kam aldýk.
Yýldýzlar dibe vurdukça yakamozlar filizlendi;
Yengeç burcunun ecesi halay baþý dolunay da,
Bulutlarýn deniz altý yansýlarýna gizlendi;
Bu görkemli manzarayý balýkgözü seyre daldýk.
Ufuklarda buðulanan mor gecenin tan soluðu
Maziden fýsýltýlarla çaðrýþýmlara eklendi;
Beþ kiþilik teknemize tarihin sessiz konuðu
Çaka Bey’in alp ruhuyla ýssýzda baþ baþa kaldýk.
Iþýk, gölge oyununa kilitlenen bakýþlarým,
Yer yer içime dönerek irdeledi yoðunluðu;
O keþþaf ürperiþlerden genleþti de yürek zarým,
Bir ahtapot yahnisine Paris eda kaþýk çaldýk.
Yemek arasý, sonrasý sohbetimiz koyulaþtý;
Gördüm, yaren öncelikler farklý telden ve de yarým;
Öyleyken insanlýk gani, anlam ýrmaklarý taþtý;
Can cana gözgü olunca sözü deryalara saldýk…
Asuman uykuya vardý Ege’nin Temmuz terinde;
Issýzda beþ özgün damla birce dilek buharlaþtý…
Aradýðým içtenliði buldum dost çehrelerinde;
O rüya geziden sonra, ben azaldým, biz çoðaldýk…