En olmadýk zamanda beni güldürdün yine;
Güvere’nin neþesi, bizim Hanife Nine…
Eski köy evlerinde, avlunun köþesinde;
Tuvalet bulunurdu aðacýn gölgesinde…
Hanife’nin torunu, Hilal altý yaþýnda;
Nine’yi ziyarete geldi bahar baþýnda;
Minik kýz, ürküyordu köyde müthiþ doðadan;
Hele de avludaki zýplayan kurbaðadan.
Hilal kýz gidemezdi tek baþýna helâya;
Ninenin kurbaðayla baþý girdi belaya!
Nine hamur yoðurur, ellerine yapýþmýþ;
Hilal zýplar yerinde, anlaþýlan sýkýþmýþ;
“Kýzým kendin gitsene, ellerim hamurlu bak;
Cesaretini topla, olma bu kadar korkak!
Hem ben baktým avluya, yoktur kurbaða filan;
Olsa bile ne yazar; onu yemiþtir yýlan!”
Halil GÜLÞEN