ký
Dikkat tanrı çıkabilir..!
biri polis çaðýrsýn
biri hemen bir polis çaðýrsýn
kendini bilmez aptal bir tanrý
misketlerimi çaldý
ve topacýmý
ve uçurtmamý
ve gazoz kapaklarýmý
ah topal hephaistos
ah çirkin hephaistos
zavallý tanrýcýk
saraylar sana dar geldi deðil mi?
sýðamadýn onca çirkinliðinle içine
aktaion’u parçalayan köpekler
yesin leþini
pis tanrý
biri aklýma mukayyet olsun
’ din gününün sahibi’
’Hidayet eyle bizi doðru yola ilet"
’o gazaba uðramýþlarýn ve o sapmýþlarýn yoluna deðil" * * Fatiha Suresi
HEPHAISTOS ( VULCAN )
Hephaistos ateþ tanrýsý idi. Zeus ile Hera’nýn oðlu olan bu tanrý topal olarak doðdu, üstelik çokda çirkindi. Hera onu doðurduðunda çirkinliðinden utandý, ve diðer tanrýlarýn kendisiyle alay etmesinden korkarak onu Olympos’tan aþaðý fýrlattý.
Hephaistos’un Olympos’tan aþaðý Lemnos adasýna düþüþü tam bir gün sürdü. Bir hocanýn yardýmýyla burada demir, bronz ve deðerli madenler üzerinde çalýþma sanatýný öðrendi ve ve bir yanardaðýn içine demir atölyesini kurdu. Bu demirhane de insaný hayrete düþürecek sanat þaheserleri yarattý. Nadide yüzükler, bilezikler kalkanlar yaptý. Fakat annesini ve onun kendisine yaptýklarýný hiç unutmadý. Annesinin yanýna çaðýrýlmasý için bir þeyler yapmasý gerekiyordu. Ve bir gün oturup annesi Hera için altýndan muhteþem bir that yaptý. Bu öyle bir tahttý ki insanýn gözlerini kamaþtýrýyordu, diðer yandan hiç te göründüðü gibi deðildi. Görünmez baðlardan yapýlmýþ kýskaçlarý vardý ve üzerine biri oturduðunda bir daha açýlmamak üzere kilitleniyor oturan kiþiyi hapsediyordu.
Tahtý Olympos’a yolladýðýnda Hera tahtýn ihtiþamýna hayran kaldý, fakat üzerine oturur oturmaz kýskaçlar kapandý ve Hera tahta baðlanýp kaldý. Bütün tanrýlar el birliði ile onu tahtan kurtarmaya çalýþtýlar ama baþaramadýlar. Son çare Hephaistos’u çaðýrdýlar fakat Hephaistos kulak asmadý. Tüm çaðrýlarý duymuyormuþ gibi davrandý. Kendisine yaptýklarýndan dolayý Hera’nýn cezasýný çekmesini istiyordu.Zeus Hermes’I yolladý ancak Hermes onu Olympos’a çýkmaya razý edemedi. Ardýndan Ares geldi, onu Olympos’a çýkarmak için zor kullanmaya çalýþtý ama, Hephaistos onu kavgada yendi ve gerisin geri geldiði yere yolladý. Bunun üzerine þarap tanrýsý Dionysos onu getrimeye talip oldu ama o çok farklý bir yol denedi. Ýçirdiði þaraplarla Hephaistos’u sarhoþ ederek ondan Hera’yý that’tan kurtaracaðýna dair söz aldý.Fakat Hephaistos bunu tek bir þartla yapmayý kabul edecekti. Bunun için Tanrýlar katýna kabul edilmesi ve güzeller güzeli Aphrodite’in kendisiyle evlenmesi.
Karýsýnýn daha fazla acý çekmesine dayanamayan Zeus oðlunun þartlarýný kabul etti. Bunun üzerine Dionysos onu alýp Olympos’a götürdü. Hephaistos Hera’yý kurtardýktan sonra ilk iþ olarark kendisine baþtan baþa tunçtan bir saray yaptý. Saray güneþ doðunca parýl parýl parlýyordu, dör tarafýna yýldýzlar serpiþtirilmiþti. Görenleri hayran býrakan sarayýn bir tarafýna da muhteþem demirhanesini yerleþtirdi.
Hephaisto her sabah güneþ doðduktan sonra atolyesine gidiyor, akþama kadar hiç durmadan çalýþýyor, tanrýlarý ve insanlarý hayrete düþüren ve hayran býrakan þaheserler yaratýyordu. Zeus için muhteþem bir asa ve altýndan that imal etti. Demeter içinse parlak bir orak. Apollon ve Artemis içinse saðlam ve hýzlý oklarla, ok kýlýflarý yaptý. Tüm bunlarýn yanýnda Olympos’u süslemek için elinden geleni yaptý; Apollon için güzel bir saray inþa etti, Zeus’un sarayýný güçlendirip süsledi. Ve tanrýlar için onlarýn arzularýna gör hareket edecek koltuklar imal etti.
Hephaistos sadece tanrýlar için deðil insanlar içinde bir çok iyilik yaptý. Çirkin ve topal olmasýna raðmen iyi kalpli oluþu ile gerek tanrýlar gerekse insanlar tarafýndan sevildi ve sayýldý. Ama arzu ettiði ve hak ettiði mutluluða hiç bir zaman tam olarak ulaþamadý. Onu sevmeyen ve sürekli aldatan Aphrodite ile olan evliliði ona mutluluktan çok acý ve utanç getirdi.
AKTAÝON:
Güzelliði kadar vahþi ve baðýþlamaz bir tanrýça olan Artemis, kendisine kurban sunmayý unutan Admetos’un gerdek odasýný yýlanlarla doldurmuþtur.
Ölümlü erkeklerin hiçbirisi el sürememiþtir tanrýçaya. Çýplakta gören olmamýþtýr. Aktaion hariç…
Aktaion bir gün ormanda avlanmak için yanýndaki av köpekleri ile birlikte gezinmeye baþlamýþ. Yolunu þaþýrarak Artemis’e adanan kutsal ormanlardan birine girmiþ. Dinlenmek için bir aðacýn gölgesine uzanmýþ.
Artemis’te yanýnda perileri ile birlikte avlanmak için ormandaymýþ. Tanrýça dinlenmek için ormanda ki küçük gölcükte serinlemek istemiþ. Artemis, perileri ile birlikte gölcükte yüzmeye baþlamýþ. Aktaion seslerin nereden geldiðini merak ettiði için gölcüðün yakýnýna gitmiþ. Çýrýlçýplak Artemis’i ve perileri görmüþ, periler ve Artemis’te Aktaion’u görmüþler.Artemis, gölcükten bir avuç su alýp Aktaion’un suratýna atmýþ. Aktaion anýnda bir geyiðe dönüþmüþ.
ve Aktaionu kendi köpeklerine yedirmiþtir.
-ALINTI-
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.