Bir aðnet görüþmesinde düþ gücünü yola verdi,
Evlat, torun menziline uzaduyumuyla erdi…
Iþýnladý varlýðýný Elif kýzýnýn yanýna,
Zaman döngüsünden sebep geçen yýlýn son anýna.
Babalýk önsezgisinin Buffalo’da ilk gecesi,
Karakýþýn oda hapsi günün en zor bilmecesi...
Niagara serzeniþli bu kuzey sömürge kenti,
Apaçi meþrep konuðun hayalinden iþkillendi.
Dili, dini, örfü farklý gerçek gurbete düþmüþtü
Dört duvar sýcak ortamda nedense çok üþümüþtü…
Bitmez sandýðý gece de içi dýþý buz kesmiþti
Kar, tipi mýsra dondurmuþ, ilhamlar soðuk esmiþti.
Bir kör kuyudan dinledi sanki çað uðultusunu,
Beyninden süpürüp attý yad yabanýn tortusunu.
Ýçine doðdu pür ahenk Nedim’den gazel güftesi,
Ona þed-kuþak baðladý nevâ-kar Itri bestesi.
Rast, mahur, segâh, buselik duygular bileþkesiyle,
“Isfahan zencir”ler çekti gönlüne bülbül sesiyle.
Karanlýk aðyar zülfünden tambur tel naðmeler ördü
Rüzgârýn öfke soluðu neyden nâleler üfürdü
Dolgun düþ peteklerinin üstünü örten sýr mumu,
Bu meþk od’uyla eridi, huzur kapladý ruhunu.
Anladý öz musikimiz bize vatandýr her yerde,
Cennet’ten Cemal kokulu sýla tüter o seslerde.
Koþarken birden durunca yüzükoyun düþer gibi,
Ýndi sezgi buraðýndan, dindi gönlünde kar tipi…
Þafaðýn hüzzam seyrinde salkým saçak öz birleþti
Ve bu kuantum meþkinin þairi de þiirleþti.