Tilki aç gezinirken, aðaçta bir but görür.
Þüphelenir birazcýk, gayet temkinli yürür.
Kýyý köþe inceler; bakar kurulu tuzak .
Bir bombaya baðlý et, oradan kalýr uzak.
Siner tilki bir yere; gözler budu sürekli.
Tuzaðý savmak için, iyi bir yol gerekli.
Biraz sonra kurt gelir; daldaki buda bakar.
Niyetlenir yemeye, aðzýndan sular akar.
Sonra tilkiyi görüp; ne yaptýðýný sorar.
Tilkinin gözü parlar; hemen düzeni kurar.
“Hiç ne olsun birader uzandým yatýyorum.
Çok halsizim üstümden, yorgunluk atýyorum.”
“Dalda asýlý budu, yeseydin ya arkadaþ.
Et varken durulur mu? Hadi sen de kur baðdaþ.”
“Bugün oruçluyum” der;kurnaz tilki çok hain.
Zavallý uyan artýk; bitecek þimdi pilin!
Kurt da “tamam” diyerek, buda uzanýr hemen.
Bomba patlar o anda, döner tilkinin dümen!
Kurt yaralý periþan, kalýr düþtüðü yerde.
Tilki buda yönelir; iner ibretlik perde.
“Vay düzenbaz sahtekar!” Diye ulur bir zaman.
“Hani oruçtun hain? Bu ne katmerli yalan… “
“Top patladý az önce, duymadýn mý sazaným ?
Al bu sana ders olsun, oruçluyken azaným!”
Tilki zekasý ile kurdu mahvetti yazýk;
“Âkil ol sen ey kâri! Yeme, kurnazdan kazýk! “
Murat CANBOLAT