Maðara arýyordum kendime çoktan beri/iceri ]
Gömmek için bu günahkâr nâþ-ý makberi
Geniþçe bir maðara varmýþ yedi uyurun
Afþin’e gidiyorum, dostlarýma duyurun
Bu yedi âþýk civân tek Allah’a vâbeste
Gönülleri de nâlan ve aðyârdan vâreste
Dakyanus putperestti, Allah’ý inkâr eden
Halka baský yaptý döndürmek için dinden
Hiçbiri terketmedi, tek Allah’a tapmayý
Kabul etmedi gençler batýl yola sapmayý
Yola çýktýlar birgün, yeþil Afþin’e doðru
Þirkin zulmetinden tevhid güneþine doðru
Bir çobana rast geldiler, yanýnda Kýtmîr’i
Bir maðara buldular ki onlarýn makberi
Yerlerini bulmuþtu Dakyanus’la veziri
Korkudan giremedi maðaraya hiçbiri
Duvar ördürdü kral maðaranýn aðzýna
Kimse ermesin diye yedi gencin râzýna
Maðaranýn içinde çekilip bir kuytuya
Dalýp gitti yedi civân derin bir uykuya
Daldýklarý o uyku üç yüz yýl kadar sürdü
Rüyada yedi uyur diyar-ý yari gördü
Bu yedi güzel âþýk, bâki yare âþýktýr
Baþkalarýnýn aþký, aðyâra bulaþýktýr
Yârin hayâli vardý âfâkta ve enfüste
Zira yedi civân, yâr-i bâkiye dilbeste
Cevrden yâre sýðýndý yedi vefâlý civân
Âðûþum diyerek maðarayý açtý Yezdân
Yâr-i bâkinin aþkýyla hergün mest idiler
Mestlerini, bu cihânda bir uyku bildiler
Onlarýn ahvâlini gören medhûþ olurdu
Ulaþtýklarý makâmý gören bîhûþ olurdu
Üç yüz yýl mest idiler o aþk þarâbýndan
Didârlarý ayrýlmadý o yârin serâbýndan
Geniþ bir maðaraydý onlarýn meykâdesi
Lebâleb aþk doluydu yedi âþýkýn bâdesi
Aþkýn þarâbýný tattýrmýþken ulu Yezdân
Neylesinler âb-ý kevseri bu yedi merdân
Öyle mest idilerdi ki yârin cemâlinden
Yemek bile geçmedi hiçbirinin bâlinden
Yüzyýllar sonra uyandýlar aþkýn mestinden
Bu uyanýþ, farksýzdý basü badel mevtinden
Âlem-i þuhûda dönünce ruhî seyirden
Acýktýðýný farketti gencin yedisi birden
Yemliha gönderildi þehre ekmek almaya
Eline de para verildi biraz erzak almaya
Parasýný öderken halk þüphelendi ondan
Zira verdiði para Dakyanus zamanýndan
Onu þekva ettiler þehrin hükümdârýna
Yemliha katlandý imtihânlarýn bârýna
Mahkeme edildi genç kralýn huzurunda
Tevhid meþalesi vardý alnýndaki nurunda
Birer birer anlattý geçeni baþlarýndan
Biraz da maðaradaki arkadaþlarýndan
Halk ona inanmadý görmeyince orayý
Peþinden gittiler görmek için maðarayý
Haber vermek için arkadaþlarýna bunu
Civân Yemliha tuttu maðaranýn yolunu
Bir sýr olup hiç dönmedi geriye Yemliha
Kim çýkmýþ ki girip de böyle bir dergâha
Onlarýn maðarasý âþýklarýn dergâhý
Þimdi ise yeni âþýklarýn güzergâhý
Bir daha daldý hepsi cânânýn cemâline
Sermedî vuruldular Hüdân’ýn kemâline
Mesti, bir uyku sandý zavallý zahirperest
Halbuki yedi civân ilahî aþktan sermest
Sabaha doðru vardým, küçük-þirin Afþin’e
Varýr varmaz düþtüm Ashab-ý Kehf’in peþine
Sonunda buldum aradýðým yeri nâþýma
Bugün ben de katýldým yedi arkadaþýma
Soner Çaðatay 00:21 / 08.08.2010
Kelimeler:
nâþ-ý makberi: ölünün cenazsi
dilbeste: gönül vermiþ
âðûþ: kucak
aðyârdan: madde ve dýþ dünyaki varlýklar
vâreste: kurtulmuþ, baðýmsýz
cevr: zulum
Kýtmir: çobanýn köpeðinin adý
mest: sarhoþluk
medhûþ: dehþete düþmüþ
bîhûþ: baygýn, aklýný yitirmiþ
meykâde: meyhane
bâde: kadeh
dilbeste: aþýk, gönlü baðlý
Yezdân: Allah
merdân: kiþiler, merd insanlar
bâl: akýl
basü badel mevt: ölümden sonra diriliþ
alem-i þuhûd: görünen dünya
Yemliha: yedi uyurdan biri
câvidâne: ebedi olarak, davamlý
zâhirperest: dýþ görünüþe bakan ve tapan
sermest: sarhoþ
sermedî: ebedi, devamlý [