Güldehân emir verdi Ruzbihân’a
Gitmesi için çömlekçi dostuna
Ruzbihân satýn aldý bir sebûyu
Dýþý çirkin ve de içi kopkoyu
Bu testi güldânýn eski dostuydu
Huyu sahiden habîs bir sebûydu
Güldehân’ýn odasýna konuldu
Ýçine de biraz su dolduruldu
Güldehân akþam dönünce saraya
Uzaktan þöyle bir baktý sebûya
Varýp güle su döktü damla damla
Sebû da doluydu arzu ve kâmla
O esnâda onu tanýdý güldân
Selamladý onu oldukca cândan
Güldânýn yanýna konuldu sebû
Onu mest ediyordu güldeki bû
Âþýk olduðu hâlinden âþýkârdý
Sebûnun aþkýna gül bir þikârdý
Güldân anlamadý onun aþkýný
Ki o mest-i aþkýn bihûþ þaþkýný
Gül anlatamadý bunu Güldâna
Yýkamadý güvenini dostuna
Gece güldân dalmýþken uykusuna
Sebû maðlûb oldu gülün bûsuna
Öpmek istedi onu habersizce
Gül de boynunu çekti sessizce
Sebû dostunu kötüledi güle
Güya aþkýný getiriyordu dile
Gül emindi güldân ona dilbahte
Sebûnun anî sevdasý da sahte
************
Her gece bülbül öterdi pencerede
Bakmadý gül, yüzüne bir kere de
Bülbül âþiyânsýz ve bînevâdýr
Fakat aþký uðruna bîpervâdýr
Çoðu gece orada sabahladý
Cama vura vura dertten ahladý
Kýþ geldi, yine ayrýlmadý camdan
Gelip konardý pervaza akþamdan
Kabaran tüyleri dondu soðuktan
Gözyaþlarý da farksýzdý boncuktan
Gül, güldâný görüyordu sadece
Sarmaþ dolaþtýlar gündüz gece
Sebû hep kýskanýyordu güldâný
Bekliyordu hep uygun bir zamâný
Gönlünü çalmak için nazlý gülün
Hileler düþündü güldâna her gün
************
Güldehân çýkmýyordu gülzâra
Kýrgýndý babasýnýn azârýna
Akþam üsümüstü yaðan karlarda
Ayak yalýn dolaþmýþtý odalarda
Hastalanmýþtý bu yüzden bedeni
Bu idi dünkü azarýn nedeni
Güldehâný sordu bâðbân tabîbinden
Güzel haberler aldý habîbinden
Kaynattýrmýþ ýhlamur ve zencefil
Ve koydurmuþ alnýna ýslak mendil
Gönlü sukûnet bulmuþtu bâðbânýn
Akmasý durmuþtu çesm-i giryânýn
Uyumadý sönmeden yârin þamdâný
Düþünüp durdu nârin Güldehân’ý
*************
Bülbül kýþý geçirdi pervazlarda
Bir nigâhý muntazýrdý ayazlarda
Zaten yanýyordu aþk ateþinden
Karlar eriyordu aþk güneþinden
Sebû da güle delice meftûndu
Gülün cemâli ve bûsu efsundu
Sebûnun tek muradý kâm almaktý
Ve dostundan da intikâm almaktý
Çünkü fem-i sebû hafifce yamuktu
Bu yüzden ustasýna biraz buruktu
Güldâný süslemiþti nakýþlarla
Donatmýþtý onu kýymetli taþlarla
Onun cemâline vurgundu sebû
Bilmiyordu ondaki gerçek hûbu
Güldânýn dýþý nakýþtý rengârenk
Ýçi de cennet bahçelerine denk
Sebû güzellikte zâhirperestti
Fâni cemâle âþýk ve sermestti
Sîretin sûrete tesîri bâriz
Sûretin sîrete tesîri ârýz
Sîretin kemâli ahlâkýn eseri
Sûretin cemâli Hakk’ýn eseri
Bilseydi bu hakikatý sebû!
Ýçinde arardý hakîki hûbu
Bir gece sebû fýsýldadý güle
Ýlk önce almadý gül onu kâle
Ey gül! gülþen-i cihânda yektâsýn
Cennet güllerine katî hemtâsýn
Aþkým âþikârdýr sana, nâleyim
Etrafýnda da mâh gibi hâleyim
Nâliþ-i hasrette müstaðrâk oldum
Âteþ-i aþkýndan çâkâçâk oldum
Çirkin olduðum için hep enînim
Sen de sevmeyeceksin eminim
Beni lâyýk görmezsin cemâline
Deðiþmezsin beni, þu helâline
Gül cevap verdi, bîhûþ sebûya
Deðer veririm hûbtan çok huya
Güldâným, bilirsin ki, pâkderûndur
Ki o, sana güvenen can dostundur
Aþkým, gönlün zemin-i pâkindedir
Köküm onun harîm-i hâkindedir
Özümüz bir ve ayný cevherdeniz
Ben bir katreyimdir o da bir deniz
O bedendir, ben üflenmiþ bir ruhum
O topraktýr, bense atýlmýþ bir tohum
Aþkým fýtratýmýn muktezâsýdýr
Gözleri de ruhumun fezâsýdýr
Ona ihânet, sermedî hüsrândýr
Onsuz hayat da ebedî hicrândýr
Karardý birden sebûnun âfâký
Karardý kinden zebûnun amaký
Yine yýrtamadý perde-i esrârý
Mütemâdi kaldý cemâle ýsrârý
Artýk gelmiþti bitâb gülün hâbý
Susamýþtý, kemyâb olunca âbý
Sebûdan bir damla su umdu
O da gözünü uyur gibi yumdu
Gül öfkeyle sebûyu azarladý
Gönlündeki kin ateþi parladý
Hani bana divâne dilbesteydin
Ve bana câvidâne vâbesteydin
Bilemedin gerçek aþký ey bihûþ!
Senin aþkýnýn kýymeti beþ kuruþ
Aþk pazarýnda olmaz hiçbir müþterin
Zira sende kýymetli mal kemterin
Deðiþmezdin beni bir damla suya
Gerçekten sevseydin, inat o huya
Aþkýn özünde yâre benzemek var
Benliðini pâre pâre ezmek var
Cânâný cânýna tercih vâciptir
Terk-i cân ile terk-i cihân mûciptir
Yak hodbîn nefsini aþk âteþinde
Perestiþâne gitme zevk peþinde
Aþk çiçeði hep gönüllerde açar
Kokusunu da gerdanlarda saçar
Kokladýðýn koku ruhumun bûsu
Ve hýþýrdamam da zikrimin hûsu
Peygamberin rayihâsý gül özü
Didârý da meblûl bülbül gözü
Kalbi pâk olanýn bûsu dilgoþâ
Nâ-pâk olanýn da çabasý boþa
Güzel kokmak için nazlý cânâna
Hoþ ýtýrlar sürsen de her yanýna
Boþadýr onu teshir etmek için
Zira nahoþ kokuyor habîs için
Eðer olsaydýn özünde pâkrevân
Âb-ý kevser olurdu senden revân
Kelimer:
Þikâr:av
Bihûþ: Baygýn
Dilbahte: Gönlü yanmýþ
Bînevâ: Zavallý, hiçbir þeyi olmayan
Âþýyânsýz: Yuvasýz
Bîpervâ: Cesur
Çesm-i giryân: Aðlayan göz
Fem-i sebû: Testinin aðzý
Hûb: Güzellik
Zâhirperest: Dýþgüzellik
Ârýz:Geçiçi
Sîret:Ýç alem
Sûret: Dýþ
Gülþen-i cihân: Dünya bahçesi
Yektâ: Eþþiz
Hemtâ: Benzer
Nâle: Nale,inleme
Mâh:Ah
Nâliþ-i hasret: Hasret inlemesi
Çâkâçâk: Yarýk, çatlak
Pâkderûn: Ýçi temizdir
Zemin-i pâkin: Temiz yeri
Harîm-i hâk: Temiz, kutsal toprak
Zebûn: Periþan, aciz, zavallý
Amak: içi, derinlik
Bitâb: yorgun
Kemyâb: Azalmak
Dilbeste: Aþýk
Câvidâne: Ebedi
Vâbeste: baðlý
Kemterin: Daha az
Dilgoþâ: Gönül açýcý
Pâkrevân:Temiz kalpli
Âb-ý kevser: kevser suyu
Pinhân: Gizli, saklý
Perestiþâne: Taparcasýna