akþam, zengin sofrasýný kurarken þehrin ortasýna
hayallerin üzerine döküldü yoksulluk
sarý bukleli saçlarýyla annesine umut olamayan mavi
hiçbir zaman soramayacaktý
alnýna sýkýlan kurþunun hesabýný
sütten kesilmiþ bebekler,
suya hasret gelincikler
beþ yýllýk kalkýnma vaadinde
d a ð ý l ý y o r d u !
bulutlar aðýr aksak sererken örtüsünü, çaresizliðin üstüne
yeni oyunlar sahnelendi yalan yüzlerde
gerçek, hiç bu kadar üþümemiþti…
kadýn avuçlarýný gökyüzüne açtýðýnda
yersiz ve yurtsuz kuþlar havalandý uykusuz gözlerinden
aniden ; örtülü bir aymazlýk geçti yanýbaþýmýzdan
bakýþlarý ölgün, teni solgundu
farklý bir yanýlsama taþýyordu geçmiþten
umutsuzluk ince ince
korkusuzluk olabildiðince,
isyan ise hep ayný kimlikte
b ü y ü y o r d u !
sabýr, iki sokak arasý
dizlerini göðsüne çekip oturduðunda
kapandý demir kapýlar bir daha açýlmamacasýna…
arka planda gülümseyen ateþ çocuklarýnca
kararlý ve keskin bir yeþilden
ölü balýklar vuruyordu kýyýlarýmýza
gömlekte beyaz, düðmede gri
yaprak, saz ve yelken çiçeði
yeni yepyeni düþlerde
d i r e n i y o r d u !
insan meðer çoðaldýkça aðlarmýþ
o halde bize neden gülmeyi öðrettin Anne..