ÖĞRETMENİM
Öðretmenimle karþýlaþtým geçen gün;
Yýllarýn zulmüne uðramýþtý sanki…
Saçlarý bembeyazdý, birazda üzgün.
Önünde bir iþporta tezgahý vardý.
Karþýsýnda beni görünce,
Komþu bahçesinden erik çalmýþ çocuk gibi
Kýzardý, bozardý…
Koþup ellerine sarýldýðým an,
Yüzünü kapladý bir gülümseme bir heyecan…
Nasýlsýnýz öðretmenim ? dedim.
“Yetmiyor emekliye verdikleri para,
Mecburen çalýþýyorum buralarda” dedi.
Yakýn bir çay ocaðýna oturduk,
Tazelemek için anýlarýmýzý …
Hoþbeþten sonra biraz ekonomi,
Biraz siyasetten konuþtuk,
Ýçerken çaylarýmýzý …
Yine eski þakacýlýðý duruyordu,
Bana þöyle diyordu:
-Þimdi mercimek yiyoruz, hoþlanmýyoruz etten.
Böyle derken gözleri buðulandý hepten.
En ucuzundan sigarasýný çýkarýp yaktý paketten.
Derin bir nefes çekti,
“Mehmet’im öðretmen oldun ha” dedi…
Gözlerinin içi gülerek,
Okuyuverdi ezberinde kalan þu þiiri.
Laleler kan kýrmýzý,
Papatyalar daha beyaz açar,
Sýmsýcak ellerimde, sevgi dolu yüreðimde…
Topraksýz,güneþsiz,susuz..
Gündüzler dar gelir bana,
Gecelerimde geçer uykusuz…
Umutsuzluða umut, karanlýða ýþýk benim.
Ben öðretmenim…
Gözlerden uzak bir dað köyünde,
Uzayýp giderken þafaðýn söküþü,
Yalnýzlýk bir sancý gibi saplanýr yüreðime.
Bazen ekmekte bulamam,
Bulgur pilavý, makarna yerim günlerce…
Bazen bir kurþun düþer payýma,
Ölürüm sessizce …
Aç kurtlarýn uluyuþlarý yankýlanýr evimin duvarlarýnda,
Kulaklarý yýrtarcasýna…
Duymamak için radyoyu açarým.
O’da gurbet türküleri söyler,
Bana inat yaparcasýna…
Volkanlar kaynasa da yüreciðimde,
Hýçkýrýklar düðümlense de boðazýma,
Susarým ?
Bilsem ki gözyaþlarým bir þeyleri deðiþtirecek;
Öðrencilerim için aðlardým dereler dolana dek…
Cahilliðin karanlýðý ,baðnazlýðýn çamuruyla
Mücadele ederim, ölürcesine…
En kötüsü arkadaþ;
Karþýlýksýz sevmiþim, delicesine…..
Hep benim baðrýmda yetiþir,
Papatyalar, çiðdemler, zambaklar.
Esen yeller
Yurdumun her yöresinde açan sabýr çiçeklerinden,
Bana selam getirirler…
Þiiri okudu ve sustu öðretmenim.
Ýlk defa beni görmüþ gibi,
Gözlerini gözlerime dikti,
Derin bir ahhh!!! çekti.
“Sergi beni bekliyor müsaade”, dedi.
Asýlmaya giden mahkum gibi,
Ayaklarýný sürükleye sürükleye gitti.
Utançtan yüzünde pembenin binbir tonu,
Duyulur duyulmaz seslendi.
-Silgi, kalem, kalemtýraþ.
Daha da üzmemek için öðretmenimi
Oradan uzaklaþtým yavaþ yavaþ…
Benimde üzüldüðümü biliyordu,
Arkamdan bakarken,
Elinde mendil gözyaþýný siliyordu…
_____MEHMET ASLAN________
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.