MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

BİR ESKİ İSTANBUL MASALI
Abdülkadir Kalay

BİR ESKİ İSTANBUL MASALI


Bir eski Ýstanbul masalý kahramaný,
Kaldýrmýþ aradan zamaný ve mekâný,
Dolaþýyor dar ve kývrýmlý sokaklarý.

Gözleri hayretle,
Ýzliyor yangýna giden tulumbacýlarý.
Zaptiye arýyor yangýna sebep olanlarý,
Elinde körüðüyle kývýlcýma ateþ sunanlarý.

Peki ya, ben ne olacaðým?
Görmüyor musunuz ayaklý yangýný?
Beyazýt kulesi edemedi mi farký?
Nereden çýkar sandý bu dumanlarý?
Ney’in sedasý ateþ olup kime sýçradý?
Yaktý kül etti garip kuþun yuvasýný.

Ne yapsýn?
Yanan yürek arýyor tulumbacýsýný,
Tulumbacý mý koþup bulurdu yangýný?
Yoksa yangýn mý arardý tulumbacýsýný?

Neredesin be tulumbacý?

Böyle yangýn görmedi Ýstanbul, Ýstanbul olalý,
Yoksa senin bundan haberin mi olmadý?

Sordum seni saltanat kayýkçýlarýna,
Dediler ki ’istersen sen bir de Sadâbad’a uðra’
Haliç yoluyla gidiyoruz biz Eyüp Sultana.

Sadâbad’ da yoksun Nakkaþ Baba’da da,
Bir neyzenden baþka kimse yok orada.
Dayanmýþ bir mezar taþýna,
Boynu bükük, gönlüne bakmada.

Biri daha var ileride Yasin-i Þerif okumada,
O da baþladý ’selam ün gavlen’e gelince aðlamaya.

Kime sorayým seni?
Haber alamadýktan sonra,
Göz yaþlarým anlatýyor seni,
Düþüyorlar yangýnýn tam ortasýna.

Artýk son bir umutla gidiyorum sana bakmaya,
Belki de son kez uðrayacaðým Süleymaniye avlusuna,
Orada bana yer yok mu yumuþacýk kucakta?

Geçemiyorum,
Kapamýþ yollarý Yeniçeri kazan kaldýrmada,
Onlarýn derdi de,
Hiç bir zaman olmayan hoþafýn yaðýnda.

Açýn yollarý beni bekleyen var o avluda,
Þikayet mi edeyim sizi Kanuni Sultan Süleyman’a.

Ben gidiyorum orada kandilleri yakmaya,
Teker, teker mahyalarý dolaþmaya,
Saflara karýþýp esrada yol almaya.

Karýþmak istiyorum yanan kandillerin dumanýna,
Yol bulup gitse yüreðim Süleymaniye’nin is odalarýna,
Sesimi çýkarmam saklanýrým ben orada,
Ta ki bir hattat kazýyýp, ben benden alýnýncaya.

Assýn beni Surre Alayý’nýn develerinin boynuna,
Onlarla gitsem Hicaz’a, yerim deve boynu olsa da,

Kýzarlar mý bana kandil yaðý katranýna karýþtýðýma?
Mürekkep olur muyum o yollarda çalkalana, çalkalana?

Misk-i amber mi, bezir isli siyah mý, safranlý siyah mý- kýrmýzý mý?
Olsan, olsan olacaðýn ancak kurum karasý.

Zaman gelip o mürekkep hokkaya konulunca,
Kamýþ kalemler o hokkalara batýrýlýnca,
Yazý denilen artýk san’at olunca,
San’at hüsn-i hat’a kavuþunca,
Ben belli oldum ’vav’ ýn ucundan kayýnca.

Hatayý aradý hattat kalemin ucunda,
Hata ne sende hoca ne de kalemin ucunda,
Hata kendini mürekkep sanan bu âciz adamda.

Hürmetkâr hattat levhadaki hatayý dilinle yalayýnca,
Acý bir tat oluþtu dilinde, damaðýnda.
San’atýn sýrrý âþikar oldu hokkada saklanana,
Ne mutlu; bir deyimin hikayesinden anlayana.

Ey Hattat!
Benden selam söyle o tulumbacýya,
O beni arýyor, bense hâlâ onu aramada,

Ver ona benden bir hediye olsun bu levha,
Assýn beni artýk odasýnýn duvarýna,
Baktýkça hatýrlar belki yangýndan geriye kalana.

Masal kahramaný muradýna erememiþ olsa da,
Biz hazýrlanalým kerevetine çýkmaya…

Abdülkadir Kalay

Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.