SÖZÜN ERİ
Kibrit çakma, şimdi göğüm yanacak,
Göğüm yanar iken, içim donacak,
Bülbül beklesem de, baykuş konacak;
Yar diye sardığım, hep çıktı ağyar !
Eğ dalımı, kem gözlerden sakla yar.
Yağmur ıslatmıyor, güneş yakmıyor,
Neden sular hendeğine akmıyor ?
Kaç kez denediysem, falım çıkmıyor;
Yakam da kalırken yarin elleri !
Talihim bozuyor tüm büyüleri ...
Bir gelecek umdum, yonca yeşili,
Bak dışarda kaldı çiçeğin dili,
Var mıdır sözünde duran sevgili ?
Günden güne artar, gönül darlığı,
Sözün de kalmadı bir ağırlığı...
Hayatımız her gün düşerken net’e,
Sözleri bağladık şimdi senete,
Nasıl dayanırdım son ihanete ?
Senet, sepet senin olsun al da git !
Sözün eri, çıka gelir bir yiğit ...
Ömrüm bitecek de, bitmez sürgünler,
Ay parçalı düşer, gümansız günler,
Zennesiz, çalgısız kalan düğünler;
Tek dileğim kaldı, n’olur sen anla!
Beni köçek yapma, arsız zamana.
Ateş düştüyse de ta içimize !
Sükutumu söz say, son kavlimize,
Gün olur yeteriz birbirimize;
Sana büyüyorum, bak sürgün sürgün,
Kırılır feleğin çarkı da bir gün...
Hayrettin YAZICI
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.