serseri bir kurþun gibi yüreðime düþtü sancý ilk yaþandý ilk sýzý kor gibi vurgun yedi
bir anda þimþek hýzýnda yarýldý gece mor salkýmlý pencerenin önünde söndü umutlar hain bir eldi uzanan sanki bitiriyordu kaç bahar kýþa dönmüþtü kimbilir geceden inat
ýþýk hýzýnda ihanet kokusu uzaklardan ulaþan
volkan gibi gürültülerde dönen bin çeþit kelime içinde yalaný bol anlatacak hikayeside söndürmüþ fenerini gece içine düþen karabasan nasýl geçer böyle nahoþ bir hayat senin ellerinde
son bulmalý bir ömür sürmez sevgiye düþen leke
baþlarken sevda peri masalýnda binbir gece giyinirdi pembe düþlerini dolanýrdý aþk ile güller deðerdi kokularýnda bin yýllýk ömre gülüþlerindeki ihtiþam sevdaya mühürlüydü
gökten düþen üç elma olmaz bazen mutluluk saçan
sevda bu kadar kiri kaldýrmaz yüreðe kazýnýnca yýkasan kýrklasan demir küvetlerde arýnmaz elinin tersi deðil yaþananlarý çevir dönsün geriye gül kokan nefesine düþen ihanetin lekesi silinmez
zamanýn girdabýna doðdu kirli düþüncelerde eller
mor salkýmlý pencereye kitlendi düþünceler baktý arkasýndan nasýlda kýsa sürdü sevgiler bal kabaðýndan döndü kurulan mutluluklar mevsimini kaybetti söndü kavuran korlar