Gece devþirirken karanlýk yüzünü,
Aydýnlýk saten bir elbiseye bürünür gün,
Onulmaz bir koþuþturmaca baþlar kentimde.
Ýlk besmeleyi fýrýncýlar çeker,
Düþlerini kundaklarlar,
Hamur teknelerinde.
Odun harýnda umudu katýk ederler hamura,
Buðusunda bir ömrün yanýðý kokmakta.
Ýt sesleri arasýnda çöpçüler geçer kentimden
Kaldýrýmlardan kim bilir kimlerin izlerini süpürürler,
Avuçlarý kirli, üstleri baþlarý hasret kokar, aþ kokar,
Akþam eve bir gofret, bir çiklet götürmeyi arzularlar,
Yorgunluk koymaz bedenlerinde gülen bir çift göz.
Yorgun bedenleri ile üç beþ kadýn düþer yola,
Zengin hanýmlarýn, camýný kapýsýný silmek için,
Akþam ayyaþ eþe meze parasý,
Artaný kendilerine azýk etmek için,
Var güçleriyle yaþama telaþý!
Besmele ile kapýdan çýkar bir polis
Dönmek yoktur belki,
Belki hain bir pusuda can vermek vardýr yazýsýnda
Üç beþ çapulcunun ardýndan koþarken!
Ne eþ ne çocuk!
Varsa yoksa vatandýr gönüllerinde ki sevda!
Ve ben, her sabah
Vira bismillah deyip,
Salýyorum aðýmý engin maviliklere,
Sözüm ona, böyle böyle unuturum diyorum,
Akþam olup ta yorgun bedenimi serince sedire,
Bunca yaþam kaygýsýný hiçe sayýyorum,
Yalnýzlýðýma sarýlýp, gözlerinin esrarýna dalýyorum.
gülbeyaz sarýoðlu
ikibinonun/beþinciayýnýn/yirmibirincigünü
aklýmdaki/tilkilerle/savaþýrken