Ýzzeti nefse konan bir öpücük kadar serseriyim þimdi, Gecenin sesi olduðum kaldýrýmlarda, Yek baþýna, çýplaklýðý ve soðukluyla Yaðmur taneleri yakýyor tenimi, Derimi delip, kemiklerimi eritiyor, Ýliklerimde nefret var... yaðmur soðuyor...
Rengarenk kalemler istiyorum Tanrý’dan, Rengarenk ve saçma sapan aptal gülücüklü Palyaço suratlarý çizebilmek için gökyüzüne Ve aðlasýn palyaçolar göklerden, Yüzlerinden aksýn maskeleri... Akan renkleriyle boyansýn yerin yedi kat dibi! Þeytanlar onca renk görebilse yine de kýrmýzýyý seçer miydi?
Islýkla birlikte hareket çekiyorum, Fahiþeler çýksýnlar baykuþlarýn koynundan diye. Rujlarý yüzlerine daðýlmýþ bir halde, Toplanýyorlar eteklerimde..
Bedenleri yok Bedenlerindeki etleri yok, Varsa da çürük, aðýr kokulu Keskin, acýyla karýþýk kesik... Pürüzsüz tenlerinin altýnda milyonlarca çukur var onlarýn! Parmaklarý yok. Parmaklarý eklemlerinden kýrýk, Kýrýk deðilse de hasarlý. Sýzlýyor aðýr yaralý parmaklarý... Bakýmlý ellerinin görünmezliðinde cadý týrnaklarý var onlarýn!
Dün bir fahiþe seni elimden alýrken, Birgünde büyüdü içimdeki kýz çocuðu. Þimdi içimde bir kadýn var! Kimseye dokundurmadýðým, ve gittikçe yaþlanan, Menapoz piyeslerinin baþrol oyuncusu Doðmayan çocuklarýnýn masum katil annesi Ve içi yalnýzca hayâna beslediði nefretle dolu...
Dilek GÜRGÖL ~ [stowaway]
Sosyal Medyada Paylaşın:
Stowaway Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.