Seher vakti, ufukta ince keskin bir çizgi Gözlerin! Her sabah aþka doðmak, vuslata doðmak Yaþama dört elle sarýlmak Kavuþacaðýmýz günler için gökyüzüne bir çentik atarak Zamaný yarýp sana koþmak!
Hani gönderdiðin þu kuþ, boncuktan yaptýðýn, Onunla hasbýhal ediyorum Biliyor musun Mehmet diyorum ona Mehmedim! Sen diye konuþuyor, Sen diye seviyorum, Hem anlýyor galiba beni, Gözyaþým düþmeye görsün, Daha bir parlýyor boncuklarý, Umut diyorum, Göðsümde büyütüyorum...
Hala baþucumda, Son görüþ gününde, avucuma koyduðun kuru gül. Gülden öte avuçlarýnýn kokusu yakmakta içimi, Her gece hep ayný tekrar, Önce avuçlarýný kokluyorum, Sonra gözlerini iliþtiriyorum düþümün bir kenarýna, Hasret sancýlý uykulara dalýyorum.
Her sabah hep ayný mektuplarý okuyorum Bir dilim ekmek ve biraz peyniri çayýma katýk ederken Düðümleniyor o son satýrda lokmalar boðazýma Ýntihar haberini veren o son mektup Dayanamadým dediðin, Kendini asmadan az evvel karaladýðýn o son satýrlar! Ömrüm alev alýyor bir ucundan, Kendimi avutuyorum, Ölüm diyorum, Az kaldý diyorum, Az kaldý!