ruhum benden uzakta
debelenen hiç’liðin voltasýnda
kulaðýmda çingenelerin davul sesleri
rüzgarlý saçlarýmda huzur’a yaslý,
kutsal merve elleri..
umutlarýmý asýlý býrakýrken
kayýp gülüþlerime,
kývrýmlý tellere konmuþ uður böceklerimin çýðlýðý ,
emnanetti bahar güneþi’ne...
sevdalardan kopartýlmýþ
otuzüçlük demsiz bir ömürde
bütün renkleri biriktirdim gözlerimde,
kýrmýzýydý kansýz çiçek,
asiydi göðümde mavi,
çýlgýndý yapraðýmda yeþil,
iyiliðe atýlmýþ çengeldi bulutlarýmda beyaz,
topraðýnda narçiçeði olup filizlenirken
öylece renklice baktým sana,aþk diye..
yokluðun,varlýðýmýn ölüþüydü
ve herþey sallantýda bir düþ’tü..
ölümün buz tutmuþ nefesi
tutarken elimden,
çekiþtirirken zili susmuþ eteklerimden
gözlerimde renklerim çoktan solmuþtu..
"merhaba" sonsuz karanlýk diyecekken
“gitme renklerin prensesi” diyordu
piþmanlýða giyinmiþ hayatýn mahçup sesi..
hayat... !
hayat,geç kaldýn
þimdi,
ters yöne çevir rotaný,
kýr ellerini,
çalma kapýlarýmý artýk..
savunmasýz yüreðimi kovarken
üvey kýzýn gibi sokaðýn ortasýna býrakýrken
ve
en çokta güneþimi çalarken,
bilmiyor muydun bilinmeze göç edeceðimi..
hayat...!
hayat,ne olur çalma kapýlarýmý
sessizliðe ve karanlýða bak
bak,yüreðim evde yok,
yüreðim adresinde deðil artik...
CANAN KARATOÐMA