sekiz kere döndü dünya güneþin etrafýnda
sekiz kere soðuk oldu
sular pamuk gibi düþtü gökyüzünden
sekiz kere sýcak oldu
kavruldu gündöndüler
bahar gelip geçti sekiz kere
çiçek düþürdü kýrlarýma
gelip geçti sekiz kere yaprak hýrsýzý sonbahar
sonra babaný kaybettik dediler
ben böyle sevinç duymadým içimde bu yaþýma kadar
o / kapýlardan eðilerek geçen dev adam
saklambaç mý oynayacaktý benimle
yüze kadar saymayý bu yüzden mi öðretti
gizli köþelerini bulmayayým diye mi kýzardý peþine düþtüðümde
mutfakta deðildi / oraya hiç uðramazdý
ama beni þaþýrtmak için dolaba mý saklanmýþtý
gittim baktým dolaba ve düþündüm çocuk aklýmla
babam / o dolaba sýðmazdý
en düþük ihtimalleri bulma oyunuydu bu
o / kapýlardan eðilerek geçen dev adam
yoksa gidip de ayak yoluna mý saklanmýþtý
gitmedim / bakmadým ve düþündüm çocuk aklýmla
o dev gibi adama ayak yolunda saklanmak
yakýþmazdý
neden sonra düþündüm ve sevinç patladý yüreðimde
bana girmeyi yasak ettiði odaya saklanmýþtý
gittim / kapýya dayandým
korku / süt kesiði gibi birikti beynimin içinde
açamadým
dev adamýn
yasak kapýsýný
ve açamadým o dev adamýn
oðula yenilmek cuntasýný
yine de en erkek sesimle haykýrdým dýþarýdan
baba
buldum seni
buldum seni baba
ben / oraya / gelemem
sekiz adým attý kapýya kadar ( annem)
neden ömrüm kadar aðýr yürüdü bilmem
gel cemil dedi sanki baþka bir cemil’e söyler gibi
sonra gel yavrum dedi
yalnýz bana söylemiþti
gözlerim devi aradý
ayakta duran bir dev
ben hiç yatarken görmedim ki babamý
sonra devler de uyur demek geldi içimden
sevinç dolu haykýrdým
baba
buldum seni
buldum seni baba
çarþafý açtým yüzünden
babam
mermer gibi uyuyordu
uyan baba dedim
uyan artýk baba
bir daha oynayalým
uyan baba
artýk uyan
ben / oraya / gelemem