Sert arnavut kaldýrýmlarý Avutmuyor beni. Vurdukça yüreðim, Daha bir acýtýyor, Yanýyor ciðerim, Tavada arnavut ciðeri gibi.
Islak yaðmurla yunmuþ yer Gök gri perdeler çekmiþ üstüne Omuzlarýmda bir yük var ki Sanki bulutlar kurþundan Ayaklarýný basmýþlar ruhuma Hadi diyorlar Götür bizi; kof insan Baþka neye yarar ki Yürü...
Bir simitçi geçiyor ayaklarý ýslak. Yemyeþil bir koca çýnar eðiliyor, Islak yapraklarýyla okþuyor, Simitçi çýnar yapraklarýný bir bir öpüyor Alnýna götürüyor. O an yýldýrým çarpýyor çýnara Bir susam tanesine deðip Akýyor topraða.
Vitrinler önününe düþüyor Bir susam. Bakýyor küçük bedeniyle, Ýçerdeki sevgilere; Kaç kýratlýk sevgiler asýlmýþlar boyunlarýndan Can çekiþiyorlar.
Yalýn ayak bir boyacý Elleri siyah, gönlü ak Bir simit yiyimi mutluluk çalmýþ boyadan. Simitçi, boyacý yanyana durmuþlar. Arkalarýnda bir yazý; Þubat ondördü. Bu fotoðrafý hatýra olarak alýyorum hafýzama, Sevgi bu olsa diyorum Yürüyorum...
Þubat (2010)
Sosyal Medyada Paylaşın:
Melik Haker Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.