Bir temmuz sýcaðýnýn serkeþliðinde
Boþverlere kaptýrýp koyuvermiþken ruhumu
Bir merhaba ile;
Güne bakan yanýma selama durdum.
Henüz hissin lisanýný öðrenememiþken
Yüreðin lügatýna yerleþen,
Düþünceler dile döküldü.
Lacivert gecenin mücevher þehrayeninde,
Çoðalýrken bin bir yansýma ile yakamozlar,
Varlýðýmýn sonsuza bakan yanýný sende keþfettim.
Koþullu deðildi sana sevdam;
Gösterdiðinden fazlasýný beklemeden sevdim seni.
Bir fincan kahve hatrý gibi,
Tuz ekmek hakký gibi,
Andolsun diye hitap edilen incire zeytine saygý gibi,
Bir bebeðin teninden yayýlan cennet kokusunu sever gibi,
Öylesine yalýn, öylesine duru sevdim seni.
Ýsteklerime ulaþtýðýmda doygun
Bulamadýðýmda mahzun
Çoðu zamanda hýrçýn,
Bir o kadar da çocuksu yanýmla sevdim seni.
Ýlk yaz sýcaðýnda açan limon çiçeklerinin
Yaz sonu olgunlaþan ýhlamurlarýn aromasýnda
Topraðýn yaðmur sonrasý saldýðý teninin kokusunda
Lacivert semalarýnda elmas parçasý yýldýzlar saklayan
Bu þehrin kalabalýðýnda
Ýçimdeki yalnýzlýðýmla sevdim seni.
Bilirsin hep çocuktum ben
Büyümeyi bilmeyen çocuk yanýmla
Hayatý gösterilen kadar bilirdim
Çocuk aklýmla kaldýramadýðým gerçekleri
Gözlerinde gördüðüm günden beri sevdim seni.
perihan tunçok
esmize