umudun gülümseyen dudak kývrýmýnda
yeniden doðdu çocuk
sesi bir yerlerden tanýdýk
bakýþlarýnda hüzün ve yalnýzlýk
katran karasý bu þehirde
aydýnlýða açtý
güneþ yüzlü þaþkýn çocuk
oysa;
bir yudum suya dilenir gibi güvene dilenmiþti kadýn...
sevda artýðý her yanýlgýda beyaza sarýnmak
tenini yumak istiyordu masumiyetin gözyaþýyla
"ben senin en çok duygusallýðýný sevdim"
demiþti düþlerindeki adam
terk ederken o düþleri
zifiri karanlýða boyadý kadýný
dokunamamak yýkmýþtý aþklarýný
ve gitti adam
çocuk;
doðup doðup ölüyor her yanýlgýda
ölüp ölüp doðuyordu her yeni dem aþkta
sevda yýkýntýsý oyun bahçesinde
kafasý karýþýk
ürkek gözlerle izliyordu kadýný
kadýn;
yeniden merhabaya kanat çýrpýp
içindeki çocuðu
sarýp sarmalamak martý dolu memlekette
bir de; aç ve susuz yüreðini doyurmak istiyordu
güven veren ayný çift siyah gözde
ne çok yorgundu kadýn
çaresizliði dipsiz bir uçurum
_Sevildiðinden emin olsaydý, bu kadar incinmezdi kadýn_
çocuk inatla elini uzatýyordu kadýna
kalksýn diye aþkýn çamurlu yýkýntýsýndan
gülümsedi kadýn bir minik umut ele
doðruldu aþkýn enkazýndan
kararlýydý bu sefer
sevda lekesini atmayacaktý üzerinden
dokunamadýðý sevdiði
üzerinde kalacaktý
dilinde bir acý ezgi, elinde çocukluðu
yitip gitti kadýn aþkýn soðuk sularýnda
...ve O’nu unutmamaya yemin etti