BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 2
Elbette sen istemezdin
dört dað arasýnda
tanrýnýn bile uzaðýnda olan
bu köyde doðmak
ve tifoya
ve kuþpalazýna
ve vereme karþý
inadýna yaþamak.
Bir kýþ gecesi
daðýn, taþýn
derenin tepenin
gökyüzünün bile beyazlarla örtüldüðü
o soðuk beyaz gecede
annenin kucaðýnda
inanýlmaz yüksek ateþle
havale geçirdin de
“cin çarpmýþ Seyidimi” dedi annen
hocaya götürdüler hemen
annene göre
hocanýn sayesinde
geçirdiðin yüz felci
biraz düzeldi de
izi kaldý yine de
aðzýnýn sað yerinde…
bir sen deðil,
orada
o köyde
herkesin hatýrasý kar ile ilgilidir
tanrýnýn bile unuttuðu o köy
yedi ay boyunca
karla örtülüdür
ve bu uzun kýþ gecelerinin dili
türküdür
manidir
öyküdür
ve bu uzun kýþ gecelerinin birlikteliði
sevgidir
sevgidir
sevgidir…
Ve o kar tutsaðý insanlarý koruyucusu
evliyalar ve pirlerdir
ve de adýna kurbanlar kesilen
taþtan
aðaçtan
su’dan ziyaretlerdir.
Hayber Kalasý Cengi
her gece okunurdu o evde
bir de
Kerem ile Aslý
ve de
Buyruk ve Hüsniye…
Soðuk ve uzun kýþ gecelerinde
en sýcak evlerden birinde
yaþlý
bilge bir ninenin dilinde
Munzur gibi
Karasu gibi
Fýrat gibi
akardý gönüllere Arzu ile Kamber’in inanýlmaz sevdalarý.
Masallardan duyardýn baþka diyarlarýn varlýðýný.
Oradaki insanlarýn mutluluðu
karýþtýrýrdý minik aklýný
Oralarda kar yaðmaz mýydý?
Neden
soðuktan
açlýktan
donup ölmekten
ve de yoksulluktan
söz edilmezdi?
Sonra verem
sonra tifo
sonra kuþpalazý
Sadece burada mý alýrdý çocuklarýn canýný?
Bunlar sadece burada mý yaþanýyordu?
Sadece bu köyde mi
cinler
çocuklarý çarpýyordu?
Birbirinden uzak
sadece on beþ evden
ve altmýþ beþ kiþiden oluþan
Bu köyde
televizyon
radyo
gazete
kitap
öðretmen
okul yoktu
On beþ evden
ve altmýþ beþ kiþiden oluþan
bu köyde
bakkal
oyuncak
gazoz
bisiklet
dönme dolap yoktu.
Bu köyde
gün doðmadan kalkýp çalýþan
gün batýnca uyuyan
sonra yine çalýþan
yine çalýþan
anneler
babalar vardý.
Bu köyün en bilginleri
askerliðini yapmýþ olanlardý
bir tek onlar biliyorlardý
þu daðlarýn arkasýnda
nice köylerin
nice kasabalarýn
nice þehirlerin olduðunu.
Ve onlar anlatmýþtý
senin tanýmadýðýn
binemediðin
göremediðin
makineyý
treni
arabayý
vapuru
uçaðý da biliyorlardý
bir de denizi.
Ama onlarýn da bilmediði ne çok þey vardý!
ve senin öðrenmek istediðin ne çok þey vardý!
daha o zamandan farklýydýn
dört dað arasýnda
unutulmuþ bu köyde
farklý olmakta da haklýydýn.
Akranlarýnla oynamaz
hep büyüklere takýlýrdýn
aðabeylere, amcalara
ille de askerliðini yapmýþlara…
Ne olduðunu biliyordun trenin
oysa görmemiþtin
henüz binmemiþtin.
Sizin oralarda
genelde
kýzlar serpilip geliþende
ya yan tarafýnýzdaki komþuya
veya karþý yamaçtaki evlerden birine
gelin giderdi.
Baþka yerin
baþka köyün
baþka erin
varlýðý bilinmezdi.
Onlarýn dünyasý
bu on beþ evden ibaretti.
Ablan Gülten
on sekizine geldiðinde
ve nasýl olduysa
baþka
uzak bir köye
gelin gittiðinde
yaþamýn deðiþecekti
senin de
DEVAM EDECEK...
Sosyal Medyada Paylaşın:
Hüseyin Akdemir Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.