uçan halısındaydık dünkü rüyanın yukarıdan izlerken kuş bakışı bizi tepetaklak atlamanın hayallerini kurduk düştük öylesine güzel bir düş/tük ki iki kişilik uykularda ışığın keskinliğinde u/yandık
dökülürken günler kirpik hareketi hızında kocaman bir kucak aşk oldu gece koynunda s/aklandım çırılçıplak sürme çekti gözlerime üşümüş eller asıldığında saçlarımın her bir telinden kilidini kırmış anılar rengini geceye emanet ettiğim çarşaflar soldu ölüm gibi oldu yüzüm
başka bir boyuta aktı vakit doğmayacak güneşin aydınlığına kaydı göz ucu
kan çanağında sönmüşken iris ve düşünce dağ gibi durunca önümde kapüşonlu bir hırka geçirsem hemen üzerime yüzümü gölgeleyecek kadar gömülsem de içine kendime çok gelmişliğim var dökülüyorum etek ucundan
bir doz ayyaşlık enjekte etmeliyim incelmeden akan kan ve sesini yükseltmeden mana aynadaki görüntüde ağır bir gölge uzayınca boylu boyunca soyunmalıyım bu gece gerçekleri üzerimden sere serpe uzanmalıyım yanına ölüm kanımı emerken dudağımdan sancılarımdan yeni bir ben doğurmalıyım
bak gece içti ışığı şaşkın bakışları tınlamadan
dokundu
biçimsizliği biçti bir adam yarattı susmuş sesin kuvvetinde takatsiz bedenimin üzerine devirdi