yýldýzlar çok uzaklarda
yanýyorlar geceye
onlar gibiyim ben de
gecelerde sensiz
çok uzaklarda yalnýz
karalarda yaralarým kanýyor
kanýyor sýzým sýzým akýyor
hayalimde asýlý yüzün
ah o gözlerin
gülüþlerin
’hadi ’deyip koluma giriþin
’delisin sen... delisin’ deyiþin
ne de zor bu gurbet
nasýl da arzuluyorum
geleyim diyorum istanbul’a
kahkahalarla gülerdik
deniz kenarýnda yürürdük
koþardýk rüzgârda
martýlara el sallardýk
köprüde balýk ekmek
çiçek pasajý’nda midye tava
buz gib bira
ahh…!
kýz kulesi’nde o güzellikler
rüzgâr sarkýmýzý söylerdi
sarhoþ olana dek içerdik
öperdik mavileri
yunuslarý seyrederdik
masallardaki o kýzýn
merdivenlerde ayak izlerini arardýk
eminönü’nde güvercinler sevinirdi yine
toplaþýrlardý baþýmýza
yemleri avuç avuç savururduk
gevrecik simit
bir de o kafede çay
sen gözlerime bakýp bakýp
dalar giderdin derinlere
sokak çocuklarýný sevindirirdik
birkaç elma, portakal
biraz harçlýk.. biraz da þefkat
biraz güleryüz
o kollarý kýsa ceketli olaný severdik
öperdik kirli yanaklarýný
sen o mor þalýný takardýn
hani anýsý vardý
sýrt çantamda buruþmuþ
hani Aðrý(m) kokardý
ben gelmeliydim þimdi
masallardaki o dev kaz
parmak çocuk gibi
almalýydý tüylerinin arasýna
öyle uçuvermeliydim
istanbul’ un bütün sokaklarý maviye boyanýrdý
nasýl da sevinirdik
coþardýk delicesine
bekle beni güzelim
bir gün geleceðim
istanbul gülecek… biz güleceðiz
biz öleceðiz...!
...
Fikret Þimþek