bekirce
AHH! BENİM BULAMAÇLI BAYRAMLARIM.!
bekirce

AHH! BENİM BULAMAÇLI BAYRAMLARIM.!


AHH! BENİM BULAMAÇLI BAYRAMLARIM.!

-Bütün şair dostlarım ve Edebiyat Defteri’mizin değerli yetkililerinin
Bayramlarının kutlu olması dileklerimle.!


Bayram; çocukluğumun sevinçte olma vakti
Yine, Durdu Anam’ın kelemden dolma vakti

Kesilecek Kınalı Koç’un eti pişmeden
Bulamaç yeme vakti, soframız değişmeden

Tatlı bir uykudayken Babam’ın “kalk!” diyerek
Beş kardeşe abdesti aldırdığı an; tek tek

Alacakaranlıkta Cami’ye gittiğimiz
Rabb’e rükû/secdeyle, dualar ettiğimiz

Bayram; her gelişinde eskileri aratan
Elli yılımı bende baştanbaşa taratan

Şimdi.. böyle bir devrin ruhuyla yaşıyorum
Eski bayramlarımın izini taşıyorum

Anam’ın yaprak yaprak kelemleri sardığı
Yok/yoksul sabahlara bulamaçlar kardığı

Tezek yakan ocaktan dağılan dumanları
Bitleri öldürerek aldığımız kanları

Öyle bir tevekkülle severdik ki hayatı
Yoksulluk bir miskal taş kadar gelmezdi katı

Yağmuru tutmasa da çoraktan damlarımız
Lâmbada gaz bitip de sönse akşamlarımız

Bize İsmail’ce haz, kesilen kurbanlardı
Onda bir boyun büküş, cedde itaat vardı

Nefsî zenginliğimiz çektiğimiz darlıktı
Bizi terbiye eden bu itaatkârlıktı

Tesir edecek Şeytan yoktu Şükran’ımıza
Melânet giremezdi kaş/göz ekranımıza

Bazen gramofonda Neşet çalardı plak
Ne saz görürdük, ne zat.. içli ses çırılçıplak

“Neşet acıktı!” derdik, kalkardı Hacer Nine
Yumurta pişirirdi Muhayyel Saz Evi’ne

Gülüşürdük eskiye, fırsat bulup eskiden
Sonra masal dinlerdik, ümmî Salih Emmi’den

Bayramın dört gecesi uyku tutmazdı bizi
Sabahlara taşırdık her kutsal gecemizi

Ne of çekerdik, ne de oyunlardan kalırdık
Soluğu Çivril’deki şenliklerde alırdık

Bir yanda salıncaklar, bir yanda kaldıraçlar
Çocukluk neş’esiyle doyardı karnı açlar

Ecdadlar toplanırken köydeki odalarda
Haslet izi sürerdik kenetlenip ard arda

Her evden bir tabak aş, sofralar kurulurdu
Hamiyet fişeğiyle açlıklar vurulurdu

Kaçımız kaç uzaktan gelirdik bir olmaya
Bayram uhuvvetiyle kardeşliği bulmaya
………………………………………….
Şimdi.. taş taş üstüne yığılmış şehirdeyiz
Ey! Ey.! kalabalıklar; biz acaba nerdeyiz?

Alt komşudan ikisi, üstten üçü Bayram’sız
Bayramda mı, değil mi, Ecnebi gibi, gamsız

Görse; “He Bayram.!” diyor, görmese Bayram’ı yok
Gönül vermek bir yana, verecek ayranı yok

Eski Bayram’lar birer birer kayboldu gitti
Kırk yıldır bu şehirler ananemi eritti

İşte hep geçmişime hasretliğim bundandır
Apartman hayatımın kaskatı ruhundandır




Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.