Sözden saray yapmak mý, þiir dediðimiz þey,
Uçsuz bir kamýþlýktan, eline düþen bir ney.
Boþlukta salýnýrken, sesimiz avaz avaz,
Sesin, sesim de ölür, çýkýnca keskin ayaz!
Bilemem; maharet mi, kendi sesine koþmak?
Eðer öyle olsaydý, kutsanmazdý konuþmak.
Derin öykülerini, dað bile söyler daða,
Senin derdin anlatmak, güzeli çaðdan çaða...
Bir baþýna tüneyen, olur uðursuz baykuþ,
Düzlüklere aldanma, gerçek hep, iniþ-yokuþ...
Yalnýz yaþayan kuþlar, gagalar kendisini,
Nicelerini gördüm, dinler kendi sesini?
Bir yay gerekli olur, ok atmak için bile,
Kendini kutsayýp da, asma sakýn zembile.
Eðer Havva olmasa, kalmazdý Adem adý,
Meyveler bahaneydi, Havva’da buldu tadý.
Gökkuþaðý renginde, görürken bu hayatý,
Hepimiz biniyoruz, siyah-beyaz bir atý.
Gönlümün marazý var, kalamaz asla yarsýz,
Bana bir yürek göster, sýzýsýz ve yarasýz!
Gelirken kamýþlýktan, derin, ince ney sesi,
Doðarken ve ölürken, kalýr hayat busesi...
Hayrettin YAZICI
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.