Güneþ kýzýl örtüsünü yavaþ yavaþ örtmekte
Kayan yýldýz gibi bir gün, yine sona ermekte
Daðlarýn yamaçlarý kuytulara kaçmakta
Zirvelerin dudaklarý yalnýzlýða deðmekte…
Sessiz sessiz buharlaþýr günün son ýþýklarý
Biten günle dürülür umut yýkýlýþlarý
Yarýnlara ýsmarlanýr hayaller birer birer
Hayat bu sürer gider, iniþ ve çýkýþlarý…
Akþam rüzgârlarý baþlar hafif hafif esmeye
Bin bir rayiha taþýr sinesinde her yere
Sonra tutar karanlýðýn ellerini yavaþça
Utangaç akþamlarý kavuþturur geceye…
Gece koynuna alýr hoyratça yeryüzünü
Her yer siyaha boyanýr, giyinince hüznünü
Gözler bir ýþýk arar karanlýk göz kýrptýkça
Gönlü aydýnlýk olanlar Hakka döner yüzünü…
Gecenin aðýrlýðý omuzlara çökünce
Yorgun bedenler bir bir yataklara düþünce
Rabbe sadýk âþýklar seccadeyle buluþur
Rahmet pýnarlarý çaðlar, ruh miraca erince…
En koyu karanlýklar sokaklarý gezerken
Her türlü melaneti birer birer örterken
Bu sessizlik içinde ne müthiþ bir velvele
Mahrum ruhlar uykunun koynunda gecelerken…
Gülistanda bülbüller þafaðý beklemekte
Virane bahçelerde baykuþlar inlemekte
Nice uyanýk canlar Rabia edasýyla
Alýnlarý secdede, Hakla sohbet etmekte…
Karanlýðýn içinden çýkýp ta gelir sesler
Bilalî bir sedadýr, inler; ALLAH’Ü_EKBER!
Ýsrafil sanki o an sura üfürür durur
Aþina olan ruhlar iþte bu aný bekler…
Þimdi kýyam vaktidir, hepsi ayaða kalkar
Bu kutlu ordulara melekler hayran bakar
Böyle bir manzarayý güneþ te görsün diye
Uzatýrda baþýný, tan yerlerini yakar…
LÂYEZÂL