okyanusun dibinde
þakýyan bir kaynaðýn
serinliðine uçtuðun o yerde
þimdi iki güzel çocuk olup
yüzük deðiþtiriyoruz
sevmek akýyor göðsümüzden
tepelerden akan sellerce
gündüz günahsýz çocuklar gibi
kekikden bir yatakta
bir oluyor bedenlerimiz
aðýz aðza
akþamlarý þaþkýn dönerken kente
olmazdý yüzümüze bakan
o bayaðý
yorgun kalabalýkta
ne kadar da mutluyduk
bunca mutsuz yüzün arasýnda
aðlýyorduk suçlulukla
anlarlardýk ki o anlarda
bize göre deðil yaþamak
gül açardý oysa yüzümüzde
sevinçten parça parça
yeþili soluk bir kara aðaç
boynu bükük bað olurduk birden
dallarýmýz yere eðilir
aðlardýk içli içli
sonra bir gün kan çiçekli
garip bir bitki görmüþtük
yapraklarý mýzrak
sonsuzluk bitkisi denirmiþ adýna
anlýyorduk aslýnda
tanrýsal uyku
ölümsüz dinleniþ
sonsuz düþ
bitkiyi ýsýrýnca gelecek
bir gün
aðacýn altýna uzanmýþ
gülüyorduk yine mutlulukla
bir yaprak koparýp koydun dudaðýma
dalýnca ben sonsuz uykuya
sen de ýsýrdýn yapraðý
ölmüþ gibi düþtün
cansýz bedenimin üstüne
saatlerce öylece kýpýrtýsýz
ölümsüz ölümü dinlemiþtik
ya sonra Alex
ya sonra demiþtim korkuyla?
‘’akþam olunca güvercinler gelir
üzerimizde ötüþür
kýyamaz hiç kimse
aþýklarýn uykusuna
ve ayýramaz hiçbir güç
bir olup ölen bedenleri’’
ve þimdi
okyanusun dibinde
çaðlayan bir kaynaðýn
serinliðine uçtuðun o yerde
seni düþünüyorum Alex
sensiz hala nasýl yaþadýðýmý
Seren Elena
Alex’e Mektuplar (Eylül 2007)
Mayýs 2005-Aðustos 2009