“Yaz, yaz Kâr hanesi”
I
Yayýn evi sahibi:
—Yazýn! Yazýn! Durmayýn! Bu sistem böyle, ne kadar ekmek, o kadar köfte! Durmayýn, yazýn! Yazýn!
Böyle baþlar hikâyemiz,
Yani biz ve yine biz...
Elde yapýlan antlaþmayý sallayan patron,
Elini sallayarak suratýna,
Hatta gözüne soktuðu yazar
Cepte;
ya “Beðenmedik” dediklerinden,
ya da “Korsan var” diye direttiklerinden
olmayan veya olamayan bir para silueti…
Ve de her duvardan sekip sekip,
Kulaklara tokat gibi vuran
o ses;
“Yazýn! Yazýn!”
Karýn aç,
ayakkabý yamalý
Gözlüðün çerçeve gitmiþ
Akýl desen,
Geçim derdiyle seviþmekten
biraz bulanýk
O zaman ne duruyorsunuz?
Yazýn! Yazýn!
Yazarýn karný aç,
sýrtý açýk!
Durmayýn, bunu yazýn!
Gerçekse gerçek iþte
Durmayýn yazýn!
Yayýn evi sahibi:
— Tombul! Tombul! Nerdesin yahu?
— Buyurun efendim?
— Nerde oðlum yeni öykün? Kapak hazýr, basýma girmek için bekliyoruz. Okuyucu çýldýrdý. Zaten geçirdik iki haftasýný…
— Aman efendim, abartmayýn. Ýki hafta dediðiniz doðru da, okuyucu niye çýldýrsýn?
— Okuyucu çýldýrsa ne yazar? Ben çýldýrýyorum, ben! Anlaþmanda gecikme süresi neymiþ bir bak?
Hiç çekinmeden cebinde tuttuðu kaðýdý çýkarýr,
Yazarýn gözüne sokar,
Anlaþmalar hep onlardýr zati. Sanki onla uyur, onla kalkar, onla beraber sýç…
Aman neyse ne! Adamýn girmemek sindirim sistemine
—Üç hafta efendim
— Bir gün geçirtmem, alýrým telif hakkýný. 1 liraya indirim reyonundan alýverirsin artýk kitaplarýný.
Bir de bu dert,
Almak, satmak,
Vay garip anam vay!
Böyle bu düzen iþte,
Ulan varsýn, altýndan olsun sayfalarý
neye yarar? Neyi yazar?
Akýl efendi, akýl
Ne demiþler,
Bugüne bugün
Aç ayný oynamaz!
II
Yüzünde bir sýrýtýþ, yeni yazar Osman’ýn. Safa bak safa, sanki para kazanacak diye umut ediyor. Vah Osman’ým vah…
Daha öðrencen ki, 5000 satmadan basýmýn, para vermez hiç kimse sana.
Bin, iki bin hikaye,
Boþ geçen imza günleri
bekler seni
Yalnýzlýkta kaybolursun,
Bacak kadar çocuklar bile
alaya alýp, yerler seni.
Sonra kitap çýkmýþ,
aradan bir yarým sene atlamýþ
Bir bakmýþýn,
“emeðin” süpermarketlerinde
Emeðin,
çerezlere promosyon diye kapýþ kapýþ…
Eh, dilim damaðým kurudu ama
Emeðe saygý yok,
sömürüyorlar
Yazacaksanýz, bunu yazýn!
Durmayýn!
Yazýn! Yazýn!
—Osman’ý ofisime çaðýr kýzým.
—Peki, efendim
Beþ dakka bile geçmez
—Buyurun?
—Ne lan bu, anarþik anarþik yazýlar? Ekmek tekneme kilit mi vurduracan benim?
—Amanýn ne demiþim ki?
—Oðlum, burada alenen XXVI. Adolf’a “þerefsiz” demiþsin.
—Efendim o hayali bir kahraman ama
—Hayali mayali, vardýr bir yerde. Sonra beni içeri mi attýracaksýn? Tamam, anladýk; bunu yazdýktan sonra kendini yakmaya kararlýsýn.
—“Tamamen hayal ürünüdür” ibaresi?
—Mürekkep harcatma, yazarýz orasý ayrý ama kimi inandýracaksýn?
—XXVI. Adolf inanýr
—Uzatma! Git deðiþtir burasýný hemen!
—Peki, efendim.
Osman’ým, daha gençsin, toysun dediydim. Bak bi de bu var:
Kes, yapýþtýr
Yala ve yamala
Yazarlýk, özgür deðil,
Durmayýn bunu yazýn!
III
(Patron zoruyla gidilen sözde siyasi bir söyleþide)
—Evet, sevgili izleyiciler ve konuklar… Alkýþlarýnýzla “Anadolu Kazan’ý” adlý kitabýnýn ünlü ve baþarýlý yazarý, Ali Ahdim Mahmut Bey!
Yoldan çevrilip, getirilmiþ iki üç alkýþ…
Kendini bu kadar alkýþla bile yetindirmesini bilir A.A.M. Bey
—Hoþ geldiniz efendim
—Hoþ bulduk, siz de hoþ geldiniz sevgili izleyicilerimiz (Demese olmaz!)
—Sayýn Mahmut Bey, ülkemizin sosyo-ekonomik ve kültürel gücü hakkýnda neler düþünüyorsunuz?
—Halkýmýz! Yüz yýllar boyu süre gelip geçen süreçte, iniþi-çýkýþlý, hýzlý-yavaþ, bunalým-bunalýmsýz da olsa, sürdürdüðü gelenekleri, örf ve adetlerini…
(Öndeki gözlüklü amcanýn aðzýndan salya akmaya baþlar)
—… 29 Bunalýmý’nda…
(Bir damla daha)
—En karanlýk geçen yýllarda bile…
(Pat!)
—…
(Gölet olur, ses daha tok çýkar; “Þlap!”)
—Deðerli yorumlarýný bizlerden esirgemediði için Sayýn Mahmut’a çok büyük teþekkür ediyoruz. Benim de bu iþe baþladýðýmdan beri merak eder durduðum bir soruya benzer bir kuþku (o ne demekse?) var. Sizce halkýmýz zeki mi?
Uyuyan amcaya bir bakýþ atarak:
—Valla, bence buradakiler çok zeki!
Dile kolay 45 dakika,
yazar fark etti ki;
uyuyan amca haklý
Ben de fark etmedim deðil ama
Oyna, oyna! Tribüne oyna!
Delirmeden, henüz saðlýklýyken
Normal bir sebebe oyna!
IV
Deðil yazar olarak,
insan olarak bile yoktur deðerin,
patron bellediðinin gözünde.
Yazsan dert,
Yazmasan ayrý dert,
Eh be güzel kardeþim, sen de haklýsýn
Çünkü yazan adam, elbet düþünür,
Düþünen de sorgular,
Sorgulayan da, ne yapar ne eder
YAZAR!
Ama unutma burasý bir kâr hane,
Alýnma,
Bu bir arz-talep meselesi
Eserini bastýrmak dert,
Para kazanmak desen de öbür biri.
Dedim ya,
Sen de haklýsýn.
Kerhanede ki gibi
Pazarlamazsan, para kazanaman
Ya da kâr hanede ki gibi
Pazarlamazsan, yine para kazanaman
Adýna hangisini dersen de,
Zaten farký anlamak deli iþi!
Yazýn, yazýn! Bunu yazýn!
Týrlatmaya az kaldý,
Akýl elden gidiyor,
Yazýn! Yazýn!
Yayýn evi sahibi:
—Yazýn, para getirecek, satacak ne varsa yazýn! Çýplak fotoðraf koyup da yazýn! Ýster dram, ister bilim kurgu, ne satacaksa ne koþturacaksa peþinden,
ben amiriniz Rýfký, size kefilim. Yazýn! Yazýn!
Böyle baþladýydý hikâyemiz
Yani; biz ve yine biz
Ve de böyle bitmekte gibi
Kendine iyi bak okuyucu,
Sevgilerle…
Bize ulaþmak isterseniz;
Burasý;
“Yaz, yaz Kâr hanesi”
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.