yelkovan her zaman akrebi takip eder... ve her seferinde tekrar geçtikleri yerden bir daha geçerler... ama sen herþeyin ayný kaldýðýný sanýrsýn... halbuki güneþ batmýþ, akþam karanlýðý bastýrmýþtýr ... etraf sessizliðe boðulmuþ... ve bir kaç parça rüzgar sesine tav olmuþ aðaçlarýn solmuþ yapraklarý... yara diyip aðladýðýmýz gönül eðlencesi aþk, ýzdýrabýný sunmuþ altýn bir kadeh içerisinde gözler önüne, kadehe aldanýp içmiþiz soluksuz kalýncaya dek, neleri verdiðimizi neleri býraktýðýmýzý bilmeden, umut beslemiþ, beklemiþ ve belkide tükenmiþiz sevda denilen ömürlük yokuþta....
kaçýncý kez gelsede aklýma zamaný geri alma serüveni hep yarým kalýr aklýmýn karanlýk odalarýnda icatlarým aslýnda herþey hazýrdýr cetveli pergeli gönyesi çizmek ise belkide benim için kahvemin telvesi hayata geçirmek denen aruz ölçüsünü bir türlü tutturamamak derdim yanan günlerin sabahlarýnda
renkler solgun biraz gri yarý telaþlý kýrmýzý bir geceden arta kalmýþ bu turkuazýn kokusu bir bilinmezliðe doðru giden yollara yansýmýþ hasret, rengi ise buðulu kalýn bir parþomen üzerinde sayýlý günlerimin tutulan hatýralarý simya denilen ilim bende biraz alacalý sevgilerim dönüþüyor ucu karanlýða çýkan perspektif çalýþmasýndaki hasretin buðulu rengine ve haftalar beklerken günlerin geçip gitmesini gecelerin yarýlarýnda masamýn baþýnda seni iþliyorum ey aþk yeni beyaz sayfalara
Sosyal Medyada Paylaşın:
muhammedammar Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.