Bir göz ev, Bir somun ekmekle yenirdi Soðanýn cücüðü, Hele bir toprak çanaktaki þu sinekli ayran; Gülen bir çift göz de oldu mu ona, Vuslata erdi eskiler.
Damdaki karakaçan Ve þu kara öküzler Ve çepicin anasý ala keçi? Sarý kýzdan artan bir maþrapa süt; Bir haklýk tarladaki umut.
Ciðerinden sökülürce ‘oðul’ diyen nenem, Çýkarýr çýkýsýndan birkaç parayý, Verirdi dardaki oðluna pazara giderken.
Gelin, Anadan da çok severdi kaynanayý, Elini kýnalar her Cuma gecesi, Ýþte budur bilinmeyen eskilerin bilmecesi.