DÜÞÜNCELER Durmaksýzýn yürüyorum bu kýyýlarda, kumla köpüðün arasýnda. Yükselen deniz ayak izlerimi silecek, rüzgar köpüðü önüne katacak, ama denizle kýyý daima kalacak.
Bugünün acýsý, dünün hazzýnýn anýsýdýr.
Anýmsamak bir tür buluþmadýr. Unutmak ise bir tür özgürlük.
Cennet orada, þu kapýnýn ardýnda, hemen yandaki odada; ama ben anahtarý kaybettim. Belki de sadece koyduðum yeri unuttum.
Kuþ tüyünde uyuyanlarýn düþlerinin, toprak üzerinde uyuyanlarýnkinden daha güzel olmadýðý gerçeðinde, yaþamýn adaletine olan inancýmý yitirmem mümkün mü?
Bana kulak ver ki, sana ses verebileyim.
Karþýndakinin gerçeði sana açýkladýklarýnda deðil, açýklayamadýklarýndadýr. Bu yüzden onu anlamak istiyorsan, söylediklerine deðil, söylemediklerine kulak ver.
Söylediklerimin yarýsý beþ para etmez; ama ola ki diðer yarýsý sana ulaþabilir diye konuþuyorum.
Yalnýzlýðým, insanlar geveze hatalarýmý övüp, sessiz erdemlerimi eleþtirmeye baþladýðýnda doðdu.
Bir gerçek her zaman bilinmek, ama ara sýra söylenmek içindir.
Ýçimizdeki gerçek olan sessiz, edinilmiþ olan ise gevezedir.
Ýçimdeki yaþamýn sesi, senin içindeki yaþamýn kulaðýna ulaþamaz. Yine de kendimizi yalnýz hissetmemek için konuþalým.
Sözcüklerin dalgasý hep üstümüzde olsa da, derinliklerimiz daima dinginliðini korur.
Yaþam kalbini okuyacak bir þarkýcý bulamazsa, aklýný konusacak bir filozof yaratýr.
Zihnimiz bir süngerdir, yüreðimizse bir nehir. Çoðumuzun akmak yerine, sünger gibi emmeyi seçmesi ne garip!
Eger kýþ, ’Baharý yüreðimde saklýyorum’ deseydi, ona kim inanýrdý?
Her tohum bir özlemdir.
Öðretilerin çoðu pencere camý gibidir. Arkasýndaki gerçeði görürsün, ama cam seni gerçekten ayýrýr.
Haydi seninle saklambaç oynayalým. Yüreðime saklanýrsan eðer, seni bulmak zor olmaz. Ancak kendi kabuðunun ardýna gizlenirsen, seni bulmaya çalýþmak bir iþe yaramaz.
Neþeli yüreklerle birlikte neþeli þarkýlar söyleyen kederli bir kalp ne kadar yücedir.
Yürüyenlerle birlikte yürümeyi yeðlerim, durup yürüyenlerin geçiþini seyretmek deðil.
Özel ve ayrýmcý olmayalým. Unutmayalým ki, þairin aklý da, akrebin kuyruðu da gururla ayný yeryüzünden yükselir.
Evim der ki, ’Beni býrakma, çünkü burada senin geçmiþin yaþýyor.’ Yolum der ki, ’ Gel ve beni izle, çünkü ben senin geleceðinim.’ Ve ben hem eve, hem de yola derim ki, ’Benim ne geçmiþim, ne de geleceðim var. Eðer kalýrsam, kalýþýmda bir ayrýlýþ vardýr; gidersem, ayrýlýþýmda bir kalýþ.
Yalnýzca sevgi ve ölüm her þeyi deðiþtirebilir.’
Daha dün, yaþam küresi içinde uyumsuzca titreþen bir kýrýntý olduðumu düþünürdüm. Þimdi biliyorum ki, ben kürenin ta kendisiyim, ve uyumlu kýrýntýlar halinde tüm yaþam içimde devinmekte.
Adlandýramadýðýn nimetleri özlediðinde, ve nedenini bilmeden kederlendiðinde, iþte o zaman büyüyen her þeyle beraber büyüyecek ve üst benliðine uzanacaksýn.
Aðaçlar yeryüzünün gökkubbeye yazdýðý þiirlerdir. Ama biz onlarý devirir ve boþluðumuzu kaydedebilmek için kaðýda dönüþtürürüz.
Güzelliðin þarkýsýný söylersen eðer, çölün ortasýnda tek baþýna olsan bile bir dinleyicin olacaktýr.
Esin daima þarký söyler; asla açýklamaya çalýþmaz.
En büyük sarkýcý, sessizliðimizin þarkýsýný söyleyendir.
Eðer aðzýn yemekle doluysa nasýl þarký söyleyebilirsin? Ve eðer elin altýnla yüklüyse, þükretmek için nasýl kaldýrabilirsin?
Sözler zamansýzdýr. Onlarý zamansýzlýklarýný bilerek söylemeli ya da yazmalýsýn.
Þiir bir düþüncenin ifadesi deðildir. O, kanayan bir yaradan veya gülümseyen bir aðýzdan yükselen bir þarkýdýr..
Halil Cibran
Sosyal Medyada Paylaşın:
suhedagül Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.