Daðda yanan ateþten kopan gezgin þuleyi,
Yýl dönen decelerde bir ömür boyu andý;
Ne var ki, gözlerine inanmadý belleði,
Öz kader yumaðýný çoban çeraðý sandý...
Bilinçaltýnda tortu doðum aný dileði,
Ýçten içe yanmaktý çocuðun geleceði;
Gecelerin koynunda iplik iplik bükülen,
Her fikir nöbetinde yüreðinden sökülen,
Alnýndan dýþa vurup domur domur dökülen,
Ýþte o giz yumaktý, hayat, izinden aktý ...
Yine öyle bir gece, beti benzi sapsarý,
Yalým yalaz gözlerken lacivert ufuklarý,
Balacan özlemlerin kök saldýðý boyuttan
Savruldu da yapraðý,
Bir kiraz aðacýnda çiçeðe durmuþ gördü,
Ýç gözüne ten perde hüsran külü topraðý...
Gece mi çocuklaþtý, karanlýk mý büzüldü ?!
Ay ýþýðýnda dere, ince gümüþ bir çizgi,
Sularýnda dillenen parýltýlý ön sezgi,
Oyun, gerçek arasý taþ köprüde çözüldü;
Siyim siyim üzüldü karanlýðýn karasý...
Dostlar, bana deðmeyin,
Yandý yürek çýrasý,
Taa burasý, burasý !..