Þiirden þehir / Ýstanbul
Camlarý yedi tepeye açýk
Yýl bin dokuz yüz doksan üç
Bir Cuma ilk þiirimi yazdým O’na
O gün kirlendi Ýstanbul
Hüzünden elbiselerimi atýp
Þiirden yeni elbiseler diktirdim
Terzi Celal biliyor bu iþi
Diktiði her elbise üzerime uydu / kalýp gibi
Ama ellerime eldiven uyduramadý bir türlü
Uzun parmaklarýma kýsa geldi diktikleri
Çok komik
Pinokyo geldi aklýma
Þiir yazanlarýn elleri hep böyle çýplak mý
Hýrçýn Karadeniz maviliðinde þiir yazmak istiyorum
Þiirden þehir / þiir Ýstanbul
Yazamýyorum, yazmýyorum
Bilirim kirlenir
Gurbetlikten
Hüzünden, yüzümden
Korkuyorum
Saçlarýmdan topluyorum þiirden akþamlarý
Atýyorum martýlara yesinler diye
Ýstanbul sokaklarýnda yirmili yaþlarda olmalýydým
Yolun yarýsýndan çok önce
Hem on bir yaþýnda büyümek / haksýzlýktý
Biraz daha çocuk kalýp öyle ölmeliydim
Ve
Þiirden olmalýydý kefenlerim
O gün büyümeseydim eðer
Þimdi durulurdum uyuyan deniz gibi
Deli demezlerdi
Aðustosun onlarýnda uysal Karadeniz
Ýstanbul’un fethinden önceki gün gibi
Suskun ve duru
Kâðýttan saklý gemilerini çýkar Þair
Bekliyor þiirden fetihler
Býrak kirlensin Ýstanbul
Nevim Karahan