önce...
sözcükler gider
al gelincikler gibi cümleleri süsleyen…
caným denmez artýk
sevgilim... aþkým... bir tanem...
kurak bir tarla gibi kalýverir ortada
boz bir renge boyanmýþ yapayalnýz cümleler
o zaman beklemek lazým;
yâr aslýnda o kurak cümleleriyle sana
"yakýnda gideceðim!" diye haber salmýþtýr.
sonra...
çýlgýnca esip yýkan kasýrga diner
artýk zararý hesaplama anýdýr
giden neyi götürmüþ,
sana ne býrakmýþtýr…
belki gönül incinmiþ/ gurur yara almýþtýr.
ama çok fazla bekletmeden
enkazý kaldýrmak lazým;
artýk neyi kurtarýrsan yanýna kârdýr
nasýlsa giden sana
ömürlük bir sýzýyý hatýra býrakmýþtýr.
þimdi…
mevsim ilkbahar/ güz
yaz ya da kýþ fark etmez.
baþýný pencereden yana çevirmek zamanýdýr
yaðmurlarla ýslanýp
çiçeklerle konuþmak
martýlarý çaðýrmak... bir simidi paylaþmak
sezen’i tümden unutup,
mozart’ý anmak lazýmdýr!
ve…en son sahnesinde filmin
sen kendinle hesaplaþýp
hayatý yeniden sevmeye çalýþýrken...
cinayet mahalline geri dönen bir katil gibi
yâr yeniden geliverir.
muhtemelen dilinde son bir cümle kalmýþtýr/ sanki
onu söyleyemezse rahatsýz olacaktýr.
bu da þaþmaz bir biçimde/ ayný:
"kendine iyi bak…ve hoþça kal"dýr.
tek kurþunla tek vuruþ!
önce sözcükler gider….
ve bu son cümle ile aþk böyle biter
kurþun yüreði bölecek...
ve kalýnabildiði kadar
hoþ kalýnacaktýr.
JD
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.