Mavi Leke
Mavi Leke
öðle sonralarýnýn kirli çamaþýrlarý bitmez kýsrak boylu
kumrularýn seviþme vaktinde çiçekler tutuþtururdum ellerine
ellerin sararýrdý tuttuðun güllere inat fotoðrafikleþirdik
ha ha ha iki sarý pipi park çaylaðý birer ölçüsüzlük örneði
saçlarýn kývýl kývýl burgaçlarýyla deþerdi çocukluksuzluðumu
sakinleþirdim sözümona güneþ altýnda utanýrdým herkesten
bulutlarý sevdim hep bu yüzden kara kýþlar yalasýndý yüzümü
hava is kokarsa yollar çamurlu aðaçlar ýslak
derdim günüm siyah giysinle yapraklara itinalýlýðýn
onlara basmamak için gelmezsen ya….
bir ömür yaðmur sularýndan korkmamamýn adý sensin
floransan lambalý evinizdeki hayalinin hallerine bakarken
kendimden sýkýldýðýmýn kendime ilk kez itirafým gibi
her þey böylesine senken sana bakmakken hayaline
hallerine bembeyaz aydýnlýktaki kapkara gölgenin
kendimden sýkýlmam en doðal hakkýmdý…
en hakiki hakkým…
“seni hep göðe bakarken düþünürdüm
çýkmýyor düþlerime býraktýðýn o mavi leke”
biliyorum özrüm kabahatimden büyük
bulamadým seni mi seni sevmeyi mi daha çok sevdiðimi
hep yaþamakta karar kýldýðým anlardaki þaþkýnlýðým gibi
çünkü sabaha karþý yýldýzlarýn yok olma telaþýný paylaþmaktan
bir çok ölümüm vardý
sýra gelmedi senin için ölmeye
senin istediðin ölümümü ölmeye….
yok olmak nasýl kolaylaþýrdý böyle
sensizlik arenasýydý gidip gidip gelmelerimin
kederimin binbir adýndan en baþkasýydý anlamýn içimde
yok olmak kolay var olmak zordur aþkta
birlikte koþup aðlaþtýðýmýz
mavilikleri özlemek gibilerin gölgesinde
turunç kokulu çocukluk þarkýlarý söylemek gibi zor iþte
sen o’musun diye sormanýn çetrefilli kýþkýrtýcýlýðý
hiçbir konum yok
tek konusuzluðum sen senleþememen
konumum da yok
konumsuzluðum her açýdan bulutlara bakmak
bulutlara bakmayý paylaþmak seni yorarak
aðlamak kuruluðuna otlarýn
o eski güvercinler gibi deðil miyiz?...
her þey çok güzeldi
o günleri aþamadýktý serseri rezil rüsva
saatler mahvedene kadar salya sümük aðýtlaþarak
sakýncasýzlaþarak seviþmek isteklerinin sýrasýzlýðýnda
gece seni celallendirirdi attýðým her adým sendin gizli gizli
ve hiçbir þeyi bilmemek masmavi samimiyetti sadece benim için
ah…hayatýmýn filmi… ne filmler çevirirdim aptal sürüleri gibi
adýný mýrýldanarak….
seslerimiz birleþir monologlaþýrdý
seslerimizde seviþirdi özlemlerimizin býkkýnlýðý
iki ses tek ses olurdu kendimizi býrakýr sesimize imrenirdik
baðýrýþýmýzý çaðýrýþýmýzý kýskanýrdýk
özenirdik seslerimizin uyumsuzluk uyumuna
ben ne büyür ne küçülürüm
bir senden baþka bir sana geçer duru ruhumun yankýsý
birazcýk da olsa kötü olup olmadýðýmý merak ederdim
kötü olmadýðým için beceremezdim iyi olmayý da
ve her aþk kayýp giderdi el sandýðým yüreklerimin arasýndan
ister hep iyi ister hep kötü yoruldum…
herhalde her þeyi býrakýp gitmeliyim
kýrmalýyým hayallerimin ömür törpüsü oyuncaklarýný
bir daha hiç gitmemeye gitmeliyim…
penceredeki bakýþýna çerçeve olurdu o eski bina
istediðin zaman silerdin gözyaþlarýmý hohlayarak camlara
korkak beceriksizliðimle alýþýrdým yokluðuna
yokluðun imkansýz aþký imkansýz arzuya dönüþtürürdü
hýncýmý aþktan alýrdým arzuya dönüþtürerek uzaklýðýný
bir ev kurmaya çalýþtýk yüreklerimizden
öpücükle sývadýk duvarlarýný
acemi mektuplar yazdýk balkondan balkona
kalbim attýðýn temelle dünyaya bakan
pencereleri kör bir inþaat þimdi
bu þiirle hiçbir ilgisi yok:
“yaralý bir aþýkla seviþemezdim
ben de yaralý bir aþýktým
ve bu ihanet olurdu kendime”
kaðan iþçen
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.