Ne bileyim aðlamalýydým
Ondan mý acaba þimdi ben
Aðlamaklýyým
Öyle ya, öyle!
Bazen bir deniz dalgalanýr
Bilir misin?
Dalgalarýn arasýnda sen varsýndýr
Ama ne dalga bilir bunu
Ne de sen; ama dalgalanýrsýn
Ölüm için dalgalanmak
Kim seni kýyaya ulaþtýracaðým vaadini
Verirse ona kanarsýn...
Ortada ne dalga vardýr
Ne de karaya ulaþtýracaðýný söyleyen biri
Sadece sen varsýndýr ve sadece kendin gibi
Karartýnýn biri
Biri sana kýyýyý gösterse
“Neyi gösteriyorsun sen ya”
Diyeceðin zaman gelince
Ona þunu göster
Ölüm az ötedede
Bilmediðine göre rüyalarýný
Bana nasýl kýyýlarý gösterirsin, de
Ve
Bir o kadar küfret sessizliðe
Kimse gösteremez bu dalgalarýn kýyýsýný
Böyle bir kýyý varsa
Zaten ordasýndýr
Bana kýyýyý gösterme demelisin
Bana dalgalarýn rüzgârýný göster
Sonra bir þiir
Ucunda yaþadýðýn yaþamýn
Bir iki kelimesini kaydetsen
Ne olacak?
Ya hu sen yaþamýn ta kendisiyken!
Hangi sözcükler yaþamýn kýyýsýný tattýracak?
Kendini temizlerken sözcüklerle,
Kirleneceksin
Pisliklerin üstünde
Islanacak tozlu ömrün
Toz belki ince ama
Su ömrünün hakiki pisliðini koyacak ortaya
Çamurlu anýlarla yuvalanmýþ bir rüya
Fýþkýracak gözlerinden gölge düþmüþ odana