davud’un sapaný olsa elinde kaç calût yýkýlýrdý yere yýlgýn bedbin tekmeledi kendini yalpalandý dümende i mgeler mesafesi dar kâgir köprü kaç fýçýya sýðar ki ömrü gelecek önünde ýpýslak titrer bir köpek gibi
raký rengi bulutlar toplanýr içinde tek bir ayýk damarý yokken bir çift zeytuni göz tespih gibi seker içinde
daðýnýk günleri dizer boþ þiþelere diþlediði olgun meyve hatýralarý savurur içli bir rüzgâr limoni geceye