Uzak çok uzak bir köyde
Ýniltili bir aðrý yükselirken
Ne zaman yazýlmýþtý adýmlarý
Dizleri henüz topraðý bile tanýmýyorken
Hala hazýr deðilken aðlamaya, tanýmýyorken yaðmuru
Denizleri çekiliyordu avuçlarýndan
Topraðý kurak
Durup dururken yaðýyordu bulutlarla kavgalýyken
Ýsimsiz yüksek bir uçurumdu yalnýzlýðý
Sefaleti deðildi ayaklarýnda eksik pabuçlarý
Volta atmanýn adý diye düþündü / sokaklar
Kan da kokmuyordu köþe baþlarý / tuhaf / oysa kýzýldý dudaðý
Vedalarý tanýmýyorken
Hatta elleri ana rahmine düþmeden
Ne zaman gitmiþti
Uzak çok uzak o köye hasret beslemiþti aðrýlarý çoðalýrken
Gecenin eleðine düþen sessiz bir hýçkýrýktý
Bilmiyordu yas tutmayý, henüz sararmamýþtý kasým
Önünde uðurladýðý meyit kimindi
Tanýyor muydu / helalleþtiði kimdi / anlayamýyordu
Biterken gün gülerek baktý beyaz kirpiklerinin arasýndan
Yaralarýný ceplerine doldurdu, caný yandý avurtlarýný sýktý
Gerek yok dedi yanýmda yabancýya
Acýlarýna sarýlýp kendisiyle sabahladý
Ürkek, soðuktu teni, artýk usul usul sararýyordu
Yakýnlardadýr yalnýzlýk kovmaktadýr kalabalýklarý
Ve hüzün
Ne vakit kapýyý çalýp girmiþse / ihanet eden kim
Kapýyý kim kýrmýþtý / bilmek istemedi
Daha bilmiyorken merhemi, yaralar kabuk baðlamýþken
Ne zaman düþmüþtü topraða / sancýlarla yoðrulmadan
Hatta hiç el deðmemiþken ayrýlýklara
Bu sýzý / ne vakit soldu bu papatya / mevsim eylül
Kýrýlmýþ martý kanatlarýndan sal yapýp utangaç duygularýna
Adýný bile duymadýðý o uzak köyden selam yüklenmiþken
Düþmüþken aðrýlar sekiz dakikaya
Bir kent yolunu kesip vurmuþ þakaðýndan / adýný koymadan
Adý Ýzmir olsun, Ýzmir’de gözlerine bahar dolsun