Beyaz bir kefendir yorgunluk
cinatlı
Beyaz bir kefendir yorgunluk
Beyaz bir kefendir yorgunluk
Mavisi eskimiþ yüreklere
Hýrçýn bir ýrmaktýr baþkaldýrý
Hýnzýrlarýn yataklarýna
Söðüt dallarýnda asýlý güneþ
Dört mevsim bahar miting meydanlarýnda
Kar mý yaðmýþ cumartesilere,
Marmara’ya mý düþüp ýslanmýþ pazarlar
Tülbentlerin arkasýnda silah çatmýþ karýncalar,
Kýyametler kopmuþ
Bileðime vurulmuþ yarasalar
Havada kurþun kokusu,
Göðsümde hedef tahtasý muskam
Tabutsam
Ýlk ölmüþlüðümün iklimsiz sevinçlerinde,
Gül açmýþsam zemheride
Mizacýmdýr,
Kanýmda martýlar uçuþur,
Her gece göðsüme
Gümüþten bir madalyon býrakýr gökyüzü
Mahþer aramayý býrakýp mezar taþlarýndan
Hýra boyunda adamlar geçer Kerbela’dan
Düþerim peþlerine mimarisinde cellâdýn.
Kafamý karýþtýran,
Orta Asyalý çehremi hatýrlarým sur diplerinde,
Fýrat ve Dicle matem deðilken düþlerime,
Mezar sessizliði evlerde hepimiz bir baþka ölüyüz
Ebedin sýrrýný gömerken yeþil türbesine zamanýn
Nöbet devralýr tebessüm yorgun atlarýn yelesinden.
Ve güneþ örgütlenir büyük ýrmaklarýn aðzýnda
Bereketli hüzünler dökülür güz yaðmurlarýnda
Yýlgý atlarý sürülür kentin üstüne
Akrep kuyruðundan.
Beyaz bir kefen giyer yorgunluk,
Kurtlu bir elmada seyyar bir mevsimmiþ ömür,
Evlerin ýþýklarý yanarken kasvetli ölümün kýyýsýnda,
Aþk bize diyardýr uçurumlarýn kenarýnda.
Susmak gelmiyor içimden tel örgülere býrakýp gülleri,
Buralarda mavi yaðar yinede yaðmurlar,
Cesaret ve yalnýzlýk, yolumun üstünde iki ýrmak.
Hiç kimse bilemez aðzýmýn inzivaya çekilmiþ kuþlarýný
Vahþetin sakallarýmda infilak eden þarapnel parçalarýný
Beni bir zaman yýldýzlara götüren
Kýyamet saatlerini hatýrlýyorum.
Buza kesmiþ kaným gecenin terinde,
Yaþamak erdemlikse ölü düþlerin tüllerinde
Nasýl bulabilirim kendimi kemikten yapýlmýþ daðlarýn içinde,
Hangi kâþif yürek susuzluðuma kýlavuzluk yapabilir.
Her ölen benmiyim Musa bakýþlý çocuklarýn gözlerinde
Delicesine sýðýnýyorum eþkýya vakitlerine nabzýmýn,
Hangi çölde inþa edelim gemisini Nuh’un yeniden,
Hangi maðaraya sýðýnýrýz çýkýnca evimizin kapýsýndan,
Mutlak çaresizliðin adresinde açmaz elbet yediveren,
Her saðanakta gül patlar muhacir aþklarýn fecrine,
Mavi bir örümcek aðý gerilir üçayak sehpalarýn altýna,
Beyaz bir kefen taþýr martýlar ayak parmaklarýna.
Gün yorulur sahrada daðlarýn þiir kokusundan,
Adamýn ismi düþmez elbet secde eden alýnlardan.
Lütfi Kireçci
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.