ANTAKYA
ANTAKYA
Erken vaktinde bir günün, seyrindeydim uzaktan seni
Uygarlýklar beþiði endamýn hayran býraktý beni
Þarký söylerken seni yeþilliðe çalan çamýn aþýklarýna
Ýhtiþamlý yüzün gülümsüyordu sabahýn ilk ýþýklarýna
Evlatlarýn sabahýn erken vaktinde iþlerine koþuþur
Rengarenk güvercinlerin gökyüzünde özgürce uçuþur
Sende aþk bir baþka oluyor notalarla yapraklar düþünce
Sevgililer düþlenir rüzgar esip içler üþünce
Sönmemiþ hala, tarihe meydan okuyan keskin bakýþýn
Zaten ülkemin barýþýna misal oldu binbir türlü nakýþýn
Anýlarýmýzý tazelerken aþka susayan güvercinlerin
Anladým ki artýk yorgundu fen ilmine inat eden semercilerin
Kültürlerin ahenkliði durmadan dans eder eskimiþ sokaklara
Sevgi, dostluk, kardeþlik köprüdür olmuþ sarý -esmer – aklara
Önce bize rehberlik yapardý çarþý baþýndaki çýnarýn
Sonra yorgunluðumuzu atardý köþe baþýndaki pýnarýn
Diyarýnla medeniyetlere çýlan bir kapýsýn
Zarif evlerinle semavi mabedlerinle eriþilmez bir yapýsýn
Bizlere özeldir, nice insaný eskiten tarihini koklamak
Sönen sevdalarý, kaybolan aðýtlarý bir bir yoklamak
Belen geçidinden ovana inenlere tek tek gül sundun
Her nedense gönüllere bir tebessüme taht kondun
Ama ben sitemliyim güllerinin kýrmýzý-beyazýna
Bir merhabaya esaretimi verdi yitik Antakya kýzýna
Sabahlarý selamlýyorum insanlarý ta uzun çarþýdan
Çünkü her selama gülümsüyor yitik sevdam, karþýdan karþýdan
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.