ve taş duvarlı evler toprak yollarla sarmaş-dolaş çelenler uygun
ne dümdüz yollar ne de köşeli harımlar ne evler dört köşe, ne pencereler üzgün her şey, herşey düzgün
çelenlerin dibinden şiril-şiril akan Yukarı Çeşme havuzunun suyu bayırdaki söğüt köklerinin arasında kendini bir o bir bu yana vururdu kendi halinde akar yolunu bulurdu hergün
düze indiğinde samansı çöpleri sürükleyerek çöpellere takılı kalarak köpüğü önüne katarak önce yarıkları doldurarak bir bahçe duvarının deliğinde süzülerek yaz güneşinde kavrulmuş fidelere can verirdi aşağıya indiğinde yeterdi herkes sırasını bilse olgun
harımlar kapışırcasına bir damla su akmasın boşa bir tohum yeşersin bir fidan büyüsün boşa giden bir damla su kuruyup gitmemek uğruna üzgün
gecenin geç yarısında ulumalarda köpekler sıra sıra tanyeri ağarmadan daha köy tatlı uykusunda uyansa kalksa mı acaba gözler sabah mahmurluğunda pekmez köpüğü yeleli horozlar ötüşmekte uzun uzadıya birbirleriyle atışmaktalar uzun mu uzun
o nasırlı elleri deynekli kırış kırış ama güleç yüzlü pırıl-pırıl insanlar durgun
bir taşa oturmuş bir duvara yaslanmış bir eşeğe binmiş çift süren çapalayan sulayan insanlar yorgun
zaman ah! .. zaman dursa geçmeyi unutsa sizde ve bu fotoğrafa dönebilsem varsın siyah-beyaz olsun üşümeyeceğim olsun
Sosyal Medyada Paylaşın:
İbrahim Çelikli Åiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.