Bir Eylül akþamýydý. Güneþ ufukta demleniyor. Beynimi kemiren düþüncelere yol vermeliyim, Benim olmadýðým,geri dönemeyeceði yerlere göndermeliyim, Önce yürüyüþe çýkýp,plan yapmalýyým. ’Ne iþe yarayacak sa’
Eylül’ün son günü, Güneþ’e yürüyorum. Bir de türkü tutturmuþum ki,deðmeyin keyfime. Güneþ demini almýþ, Þimdi tutuþacak gökyüzü, Seyrine de doyum olmaz ki o anýn. Yüzümü ufka çevirdim, Güneþ’e hoþcakal demeliyim, Gözlerim Güneþ’in son ýþýklarýna tutunmak istedi, Ve iki damla gözyaþý...... "Batma! N’olursun!"
Ahengine ayak uydurup raks ettiðim türküm yarým kaldý. Sözleri,ýsýrýdýðým dudaklarýmda can çekiþir gibiydi, Çýðlýklarý kulaklarýmý yýrtýyordu,yada bana öyle geldi. "Sen! ne zaman döndün?"
Ruhum, yaþanmýþ anýlarýn hatýralarýyla boðuþurken, Güneþ çoktaaann görevini tamamladý. Gök yüzünün yandýðý, türkülerin küstüðü Dillerin lal olup, gözlerin konuþmasý gerektiði bir an þimdi. "Sen neden döndün ki?"
Eylül yýlýn orospusu seçilmiþ. Kuþlarýn maviliðine hapsolmuþ sevdam çoktan göç etti, Yüreðimi böðürtlen dalýna asýp giden sendin! Kararmýþ ruhlarýn, kararmýþ elleri uzandý, Ve bir kaç damla kan... "o zaman sen nerdeydin?"
Bu gün seçilmiþ ay’ýn son akþamý, Ekim’e girdik sayýlýr, Senin aradýðýn bende yok artýk! "sahi, sen neden döndün?"