Kent ormanlarýnýn s/özel karmaþasýnda
Sen yalnýzlýk satýyordun
Ben ise yalnýzlýk dergahýnda
Bir mürit
Kapandýðým mabetimde
Gize bilenmiþ
Köþesi sancýlý yükü aðýr hayat bilmecesinde
Ben(siz)liðim de
Kendimi yitiriyordum…
Dolaþtýn ayak uçlarýmda
Tökezlendiðimde tutmak için
Yüreðimden
Ellerin iliþti önce göz bebeklerime
Kader tutuyordu
Parmak uçlarýnda a(þ)k, bir leke
Þefkat asýlmýþtý
Dudak kenarlarýndaki kývrýmlara
Bir nehir gibi akmak istiyordum
Geçerken
Gözlerinden..
Su boðar
Ateþ yakarmýþ
Yangýn yeri idi oysa mahþer evi yüreðin
Nehirlerinden alev akan…
Bütün yaðmurlar bitmiþ
Yeniden çöl olmaya hazýr topraklarým
Dikeni yakan
Çiçeði acýtan
Mevsimsiz güle dönmeye çoktan razý aþk
Yeter ki fýrtýnlardan
Arta kalan rüzgarýn uðrasýn
Yoluma…
Kokun gelsin içinde
Bir kum tanesine yüklensin hayalin
Her acýdýðýnda
Sen kaçmýþ ol gözlerime…
Ben aþk dergahýnda bir mürit
Sen yönünde
Döngülerde
Yüzüm sevdandan yana bakar
Gecem g/ün yaðmalarýnda, yokluðuna
Ulandýkça
dualarým yorgun,
yamalý bir bohçada
kýrk düðümlü,kýrk sýzýya iðnelenmiþ...
öl/dürülmüþ aþk..
kim/senin ne umurunda….