pembesi dökülüyordu boyanýn
altýnda soluk sarý..
belli ki bir zaman yalnýzmýþ
yalnýz mý
yoksa yalnýz mý býrakýlmýþ
aklýmý kurcalýyordu her þeyi kontrol eden kalem
çarpýlýr diye de korkuyordum bir yandan
gözlerimi kapayýp soludum odayý
yabancý bir koku arýyordu hafýzam
solgun
belki sarýdan kalan..
perdeye iliþti gözüm sonra
çekilen yerin bombesine
sonra sen girdin içeri
elinde çay tepsisiyle
...........
el hizana baktým sonra
sonra perdedeki bombeye
belli ki ayný hizadaydý perdeyi çeken
yabancý olsa anlardým
yerdeki yükseklikten
............
ama emin olmam gerekirdi yine de
perdeyi çek dedim
-ki içeri güneþ girsin
maksadým o deðildi tabi
ama nereden bilsin