Þehir, yorgun bir kadýnýn omuzlarý gibi, sarkmýþ ýþýklarýyla suskun. Gökten inen bir aðýt, tramvaylarýn hüzünlü uðultusuna karýþýyor. Bir meyhane köþesinde zaman, rakýnýn yüzeyinde halkalar çiziyor.
Bir kadýn geçiyor kaldýrýmlardan, saçlarýnda eski þarkýlarýn hüzünlü yankýsýyla. Daðýlmýþ bir kitabýn sayfalarýnda kaybolmuþ, cümlelerin arasýna sýkýþmýþ bir nefes gibi, onu izliyorum uzaktan.
Gözlerim, sokaklarýn kývrýmlarýnda kaybolan bir yolcunun, bir gölgenin peþinde koþuyor. O gölge ki, tüm aþklarýmýn son duraðý. Bir þiir düþüyor içime, sessizce , çýðlýk gibi: “Seni unutmak, sisin karanlýðýnda kaybolan güneþi aramaktýr.’"
Bu akþam, yalnýzlýðým el yazýsý gibi karýþýk. Ve ben, kendimi buluyorum; Belki bir mektubun unutulmuþ köþesinde, belki eski bir hayalin izinde.
Sosyal Medyada Paylaşın:
Yazan Adam Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.