GÜZ SENFONİSİ
GÜZ SENFONÝSÝ
Bu güz sabahlarý var ya, güneþi seninle öpmek
Dallardan uçuþup dökülen sapsarý yapraklar
Hava serin, bazen sert bazen ýlýk esen rüzgâr
Üþüyen bedenlerimiz, Marmara’yý seyre daldýk
Baþýmýzda martýlarýn umut daðýtan çýðlýklarý
Kýyýyý öpen dalgalarýn ahengi, köpüklerin dansý
Güz hali, mevsim deðiþmiþ, göçüp kuþlar da gitmiþ
Ah! Yaðmurda ýslansak týpký ortaokul çocuklarý,
Týpký o ilk tattýðýmýz aþk esrikliðinde biz acemiler
Oluversek yeniden, aþklarýn en olmazýný yaþasak…
Önce sabah kahvesinde, gün akýþýnda beþ çayýnda
Dünlere takýlmadan yaþamý kucaklasak þifa yerine.
Yüreklerde hep bir sevda yanýðý, akrep ile yelkovan
Aþka biz kala þiirleri biriktirir, yakar derinden derine…
Bir güz senfonisi çalýyor, hüzün ve sonbahar yalnýzlýðý
“Sonbahar sanattýr, diðerleri mevsim”, Cemal Süreya.
Sonunda bu bir döngü, her mevsimin ayrýdýr ruhu, tadý
Kim bilir ne düþler fýrtýnalarda savruldu ana topraða
Kim bilir ne mavilikler günbegün soldu, aktý denizlere
Bizler ki devrimci yüreðimizle sýðýnýrýz kuþ kanatlarýna…
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.